Çocuk Davranışlarını Genler ve Çevresel Faktörler Ne Kadar Etkiler?
|Çocuk Davranışlarını Genler ve Çevresel Faktörler Ne Kadar Etkiler?
Arkadaşlar Uzm. Psk (Aile ve Çocuk Gelişimi) Sinem Olcay Kademoğlu’nun yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Davranış Genetiği insan davranışlarında kalıtımın ne kadar etkili olduğunu, hangi davranış kalıplarının hangi çevresel koşullarda ortaya çıktığını ve kalıtımdan bağımsız sadece ebeveynlik tarzı gibi çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan psikolojik gelişim süreçlerini inceleyen bilim dalıdır. Bu alan, 1980’li yıllardan beri büyük bir ilerleme göstermiştir. Günümüzde de çoğu ebeveyn çocuklarının fiziksel hareketliliğinden dil becerisine, akranlarla ilişki kurma kapasitesinden depresyona yatkınlık gibi pek çok davranışsal süreci değerlendirirken kalıtımsal özelliklerin ve kendi çocuk yetiştirme tarzlarının çocuk gelişimi üzerinde ne kadar belirleyici olduğunu merak eder.
Davranış Genetiği çalışmalarının bize gösterdiği en temel şeylerden biri, neredeyse tüm psikolojik süreçlerin belirli bir noktaya kadar genetik aktarıma tabi olduğudur. Ancak bazı davranış kalıplarının ortaya çıkışında genetik faktörler büyük oranda etkiliyken bazı davranışlarda genetiğin etkisi oldukça kısıtlı düzeyde kalmaktadır. Örneğin, son dönem çalışmalar kurduğumuz ikili ilişkilerin özellikleri ve dindarlık düzeyimiz gibi psikolojik süreçlerin genetik aktarımdan bağımsız olduğunu göstermiştir. Diğer yandan bu çalışmalarda, en yüksek genetik aktarım etkisi fiziksel hareketlilik düzeyi/hiperaktivite alanında(~ %60) görülür. Dil bozuklukları, antisosyal davranışlar, zihinsel beceriler alanlarında ise biraz daha düşük genetik aktarım etkisi bulunmuştur (~ %40). En düşük genetik aktarım tahmini (~ %20) ise anksiyete ve depresyon gibi duygusal semptomlar ve dil gelişimi alanında hesaplanmıştır.
Gen-Çevre Korelasyonu
Görüldüğü üzere pek çok gelişimsel süreç üzerinde genlerden çok çevresel faktörlerin etkisi bulunmaktadır. Yine de Davranış Genetiği çalışmaları göstermektedir ki çevresel faktörleri genetikten bağımsız işleyen %100 çevresel unsurlar olarak değerlendirmek mümkün değildir. Genler ve çevresel etkiler genelde yüksek bir korelasyon gösterir. Bu demek oluyor ki hangi çevresel koşullara maruz kaldığımız hangi genlere sahip olduğumuzla yakından ilişkilidir. Bunu bir örnekle açıklayalım.
Dışa dönük bir kişiliğe sahip olan ebeveynler, dışa dönüklük genini çocuklarına aktardıkları gibi aynı zamanda çocuklarına dışa dönük olmanın teşvik edildiği bir yetişme ortamı sunacaklardır (pasif gen-çevre korelasyonu). Öte yandan, dışa dönük ve eğlenceli bir çocuk büyük ihtimalle diğer insanlardan dışa dönüklük davranışlarını pekiştiren olumlu tepkiler alacaktır ve en nihayetinde dışa dönük bir çocuk daha çekingen bir çocuğa göre eğlenceli sosyal etkileşimleri daha fazla arayacak ve isteyecektir (aktif gen-çevre korelasyonu). Bu farklı korelasyonlar çevresel koşulların tamamen bağımsız çevresel unsurlar olmadığını, çevrenin genlerin etkisiyle de şekillendiğini gösterir. Örneğin, araştırmalar bir bireyin karşılaştığı yaşamsal olaylar ve maruz kaldığı ebeveynlik tarzı gibi çevresel faktörlerin bile genetik aktarıma tabi olduğuna dair kanıtlar sunmuştur. Aynı zamanda maruz kalınan çevresel koşullar ve bu koşulların sonucu olarak bireyde ortaya çıkan örneğin depresyon gibi semptomların aynı genlerden etkilenebildiği bilinmektedir. Yani, bir bireyin depresyona yatkın olmasına sebep olan gen, bu yatkınlığın sonucu olarak çocuğun daha negatif yaşam tecrübelerine ve daha olumsuz bir ebeveynlik tarzına maruz kalması gibi çevresel koşullarını da etkiler.
Gelişim Genetiği
Davranış Genetiği çalışmalarının gelecekteki en önemli rolü, psikolojik süreçlerin gelişimindeki mekanizmaları net şekilde ortaya koyabilmesi olacak gibi gözükmektedir. Aslında, Gelişim Genetiği başlığı altında gelişimsel süreçleri inceleyen çalışmalar zaten başlamıştır ama daha çok yetişkin davranışlarına odaklanmaktadır. Çocuklarda davranışların ortaya çıkış mekanizmalarını daha iyi anlamanın fırsatı ise gelişim psikologları, moleküler genetik ve nörobilim uzmanlarının ortaklaşa çalışmaları ile yakalanabilir. Genetik riskler ya da çevresel stres unsurları gibi farklı açılardan bakarak çocuk davranışlarının gelişimini çok daha iyi ortaya koyabiliriz.