Çocuklarda Davranış Bozuklukları
|Çocuklarda Davranış Bozuklukları
Arkadaşlar pdpsikodestek.com adresinde yayınlanan yazıyı sizlerle paylaşıyorum.
Çocuğun davranış ve uyum sürecini zorlaştırarak davranış problemlerine neden olan etkenler:
- Bireyin engelli olması
- Kalıcı ve uzun süreli tedavi gerektiren rahatsızlıklar
- Kaza ve şok geçirme
- Kronik hastalıklar( astım, bronşit vb.)
- Salgı bezlerinin az yada çok çalışması,
- Fizyolojik gereksinimlerin karşılanamaması (beslenme, barınma, dinlenme vb.)
- Psikolojik gereksinimlerin karşılanamaması (sevme, sevilme, kendini güvende hissetme, başarılı olma gibi)
- Sosyal gereksinimlerin karşılanamaması (bir gruba ait olma, kabul görme, onay ve güven duyma, statü sahibi olma ihtiyacı)
- Aileden kaynaklanan nedenler:
*** Yanlış anne baba tutumları (otoriter, aşırı hoşgörülü, koruyucu, tutarsız, reddedici tutumlar)
*** Parçalanmış aile ortamı (anne-baba kaybı, anne-baba ayrılığı)
*** Anne-baba arasında iletişim kopuklukları
Problem davranışları olan çocukların ortak özellikleri
- Sinirlilik, sinirini dışa vuran davranışlar
- Saldırganlık, saldırgan eğilimler
- Eşyaları tahrip etme, vurup kırma, dökme, duvara çarpma
- Yerinde duramama, kıpır kıpır olma
- Göz teması kuramama, insanlarla yüz yüze iletişim kurmada zorluk
- Yalan söyleme
- Bulunduğu ortamın dışında yaşıyormuş görüntüsü sergileme
- Huzursuzluk ve problem çıkarma
- Kolay iletişim kuramama
- Dikkat dağınıklığı
- Öfke nöbetleri
- Tırnak yeme
- Parmak emme
- Sık sık anne-baba ve arkadaşlarla kavga etme
- Başkalarının eşyalarını izinsiz alma
- Direktiflere uymama
- Ağlama krizleri
- İstemediği bir durumla karşılaştıklarında kendini yerden yere atma
- Baş, göz, omuz tikleri vb.
- Aşırı kıskançlık
- Eleştirilere karşı direnç gösterme
- Okul devamsızlığı
- Okul korkuları
- Okul yaşamını ve dersleri sevmeme
- Okuldan kaçma
- Okul eşyalarını tahrip etme
- Sık sık şikayet etme ve şikayetlerinde kendini haklı gösterme
- Sık sık bedensel yakınmalar
- Zaman zaman aşırı hareketli, zaman zaman aşırı sakin olma
- Bir işi sonuna kadar yürütememe
- Sürekli yalnız olma isteği
- Diğer çocuklar tarafından dışlanma, oyun gruplarına alınmama
- Otoriteye karşı gelme
- Halüsinasyon görme
- Kabadayı gibi davranma eğilimi
- Sık sık cinsel organıyla oynama
ÖNLEM/TERAPİ
Yukarıda verilen özellikler davranış bozukluğu gösteren çocuklarda görülen tipik davranışlardır. Unutulmaması gereken nokta tüm bu belirtilerin aynı anda bir çocukta görülmeyeceğidir. Bunlardan bir yada birkaçı, davranış bozukluğunun belirtisi olabilir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise tipik davranış bozukluğu belirtilerinin, çoğu kez, tüm çocuklarda görüldüğüdür. Önemli olan bu özelliklerin sıklıkla ve uzun süreli gözlenmesidir. Çocuğunuz kardeşine kırıcı davrandı, okulda grup çalışmalarına katılmak istemedi veya kızdığı bir arkadaşına olan hıncını okul sırasına vurarak aldı diye davranış bozukluğu tanısı koymak son derece yanlıştır. Bu davranışları bir süredir yapıyorsa ve aldığınız önlemler işe yaramamışsa davranış tekrarlanıyorsa, davranışın ortadan kalkması amacıyla mutlaka bir uzman desteği alın.
DİSİPLİN
Disiplin çocuğa istenilen davranışları ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme yada iç denetimi sağlamaktır. Etkili bir disiplin oluşturabilmenin ilk şartı; anne-baba ile çocuk arasında bir uyum sağlayabilmektir. Rollerinin ve statülerinin farkına varılması gerekir. Bu uyum çocuk yürümeye ve konuşmaya başlayıncaya kadar sağlıklı aile yapısına sahip anne babalar tarafından gerçekleştirilir ama bu devreden sonra ebeveynlerde geleneksel görev sayılan “iş buyuruculuk” başlar ve uyum bozulur.
Neden kural koymanız önemlidir?
Çocuğunuzun mutluluğunu istiyorsanız, bazı isteklerine hayır diyebilmeli ve uyması gereken kuralları öğretmelisiniz. Çocuğa sıcak, güvenli bir yuva ortamı sunmak; paylaşmak, başkalarına saygı göstermek gibi yaşamın çeşitli kurallarını öğretmek ve sağlıklı bir özgüven geliştirmesi için yardımcı olmak anne-babaların en önemli sorumlulukları arasında yer alır. Çocuğa çeşitli kuralların öğretilmesinde ise, doğru şeyleri yapmaya teşvik etmek kadar, bazı şeyleri yapmasına engel olmak da önem taşır.
Çocuklar beklemeyi bilmeli
Çocukların isteklerinin ya da ihtiyaçlarının karşılanması için bazen beklemeleri gerektiğini bilmeleri ve bekleyebilmeyi öğrenmeleri çok önemli…
Beklemeyi ve beklemenin gerilimi ile baş etmeyi bilmek
Dürtülerini yani hazzı erteleyebilmek ve bunun yarattığı gerilimi tolere edebilmek çocuklara dünyanın kendi etraflarında dönmediğini öğretir. İstek ve ihtiyaçlarının karşılanmasının başka insanların durumuna bağlı olabileceğini, başkalarının da istek veya ihtiyaçlarının olabileceğini ve bazen bunların kendininkilerden öncelikli olabileceğini anlamasını sağlar.
Beklemeyi bilmeyen bir yetişkinin bu özelliklerinin değiştirilmesi zor ve bazı hallerde olanaksızdır. Bu nedenle çocuğunuzun gerilimi tolere edebilme ve hazzı erteleyebilmeyi öğrenmeye ihtiyacı olduğunu bilmeniz ve bunu dikkate almanız son derece önemlidir. Bunun için:
- Çocuğunuz ağlayarak, mızlanarak yada öfke nöbetleri geçirerek isteklerini yaptıramayacağını bilmeli,
- İsteklerinin ve ihtiyaçlarının hemen karşılanamayacağını bilmeli,
- Başkalarının isteklerinin bazen öncelikli olacağını bilmeli,
- Bu durumdan kaynaklana gerilimle nasıl baş edeceğini öğretmelisiniz.
Elbette ki bu, çocuğunuzun ihtiyaçlarını göz ardı etmeniz ya da hiçbir ihtiyacını hemen karşılamamanız gerektiği anlamına gelmez. Ancak çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılarken kendinizin ve diğer kişilerin ihtiyaçlarına da gereken hassasiyeti göstermeli ve her isteğinin karşılanmamasının çocuğa bir zarar vermeyeceğini bilmelisiniz.
AİLE NELER YAPMALI?
Çocuğa “hayır” kelimesinin anlamını öğretemediğinden yakınan anne-babaların tutumlarına baktığımızda çoğu zaman tutarsız söylem ve davranışlarda bulunduklarını görürüz. Bir gün evet dediğine yarın hayır diyen anne-babanın çocuğu da ikilemler arasında kalır. Çocuk tutturmaya inatçı davranmaya başlar.
Çocuğun daha önceden yaşadığı deneyimler “önceden hayır denilen bir duruma daha sonra evet denmesi” çocuğun isteği olana kadar ısrarlı bir şekilde diretmesi şeklinde öğrenilmiş bir davranış olarak karşımıza çıkar. Anne babanın farklı mesajlar verdiği durumlarda çocuk bu durumu kendi istediği şekilde yönlendirmeye çalışır. Bu nedenle anne baba bir konuda yasak koyacaksa bu konuda kendi aralarında karar vermelidir. Konulan kurallar çocuğun yaş ve eğitim düzeyine uygun ve uygulanabilir olmalıdır.
- Çocuğa “hayır” kelimesi net ve kararlı bir şekilde söylenmelidir.
- Açıklandıktan sonra verilen kararlardan dönülmemelidir.
- Konuyla ilgili gereksiz bir tartışmaya girilmemelidir.
- Anne babanın ses tonu kızgın yada yalvarır şekilde olmamalıdır.
- Göz teması kurulmalı ve basit cümleler kullanılmalıdır.
- Kurallara uyan veya uymaya çaba gösteren çocuğun davranışları gözden kaçırılmamalıdır,
- Çocuk eğitiminde “ödüllendirme” yöntemi öncelikle tercih edilmeli ve memnuniyet hissettirilmelidir, çocuğun olumlu davranışının tekrarlanmasını arttırmada çok işe yarayacaktır.
Çocuk çaba gösterdiği ve bunun karşılığını aldığı için, bir sonraki deneyiminde aynı güzel tepkiyi alabilmek için çabalayacak ve bu davranış çocuk tarafından öğrenilerek kalıcı hale gelecektir.