Neden Aile Eğitimi /Uzaktan Eğitim Sürecinde Ailenin Rolü
|Neden Aile Eğitimi /Uzaktan Eğitim Sürecinde Ailenin Rolü
Arkadaşlar Bilecik Bilsem’in gözbebeği, Değerli Edebiyat Öğretmenimiz M.Guneş Berberoğlu’nun yaşadığımız sürece dair kaleme aldığı yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Neden Aile Eğitimi Demiştim?
Bu süreç bize çok şey öğretti.Ezberleri bozan hiçbir rutine uymayan bu zorlu süreçte;bireysel,sosyal hayatımızın her anlamda yeniden şekillendiğini hep birlikte yaparak yaşayarak öğrendik .
13 Mart 2020 tarihinde okulların bir süreliğine ara verilmesiyle başlayan bu farklı yaşam biçimi,hepimize birçok şeyi defalarca sordurdu,sorgulattı.
Bu sorular ve sorgulamaların cevapları;başlı başına her biri yeni bir felsefe yeni bir öğretiydi.Ortaya aniden çıkan bu gerçekle yüzleşmek hiç kolay olmadı .Bildiğin bir şey üzerinde düşünmek ve tavır belirlemek kolaydır .Daha problemin ne olduğunu ve kaynağını bile tespit edemeden ;bilmediğimiz bir düşmanla savaşmamız gerekiyordu .
Düşünmemiz gereken uzun bir zaman da yoktu.Çünkü zaman,hüküm götürmezdi.Pratik zekâ isterdi zaman .Bu sefer adını henüz koyamadığım pratik zekânın da üstünde bir kriz yönetimi gerekiyordu .
Bu, insanın normal süreçte kendi düşünce ve alışılagelmiş davranış -tutum haline hükmetme biçiminin yeniden şekil alması demekti.Hızlıca harekete geçmekle birlikte hata yapmama sorumluluğu da olması elzemdi.Çünkü içinde bulunulan zorlu sürecin henüz tanımı bile yapılamamışken,yol belirlemeye çalışmak hem çok gerekli;hem de çok çok zor bir sorumluluğu üstlenmek demekti.
Bu süreci, kendimizce en doğru olanı bulup önce bireysel -ailesel ;sonra toplumsal ve eğitim öğretim boyutu ile yönetmek için,her şeyden önce bir yol belirlemek şarttı.Çünkü hayat devam ediyordu .
……
İnsanın yaşamını kontrolü ve ayakta kalma çabası içinde; hayatına yeni eklenen pandemik bir sorunla baş etmeye çalışması, insanlığa birçok yeniliği ve bilimkurgu filmlerini aratmayan cinsten korkutucu , kaygı verici yeni bir yaşam biçimini modelliyordu .
İşte tam bu evrede her birey kendince bir çözüm bulmalıydı.
“İnsan her ne kadar sosyal bir varlık olsa da; aslında insan,yalnız doğar ve yalnız ölür .”
Bu ortaya çıkan durum; bize bunu, bir kez daha en acımasız haliyle öğretti.Ortada acımasız bir düşman vardı ve nereye kime ne zaman saldıracağı belli değildi .Önce kendini bu düşmandan korumak , sonra da aileni ve çevreni koruyabilmek için bildiğin tüm savunma mekanizmalarını denemek;ama işe yarayıp yaramadığını bile kestirecek zamanın olmadan harekete geçmen gerekiyordu .
Ortada yüksek bir özgüven kaybı, köşeye sıkışmış hissi, kaygı ve korkularla hayat en acımasız haliyle yine de durmadan ilerliyordu .
Çocuklarına,anne-babana bile yardım edemeyen aciz bir varlığa dönüşüyordu insan…
“Normal zamanda psikolojisini iyi yönetebilen ve pratik zekâya sahip olanlar,bu süreci daha kolay yönetebildi.”
…….
“Korku ve kaygı hali insanın aslında en büyük düşmanıdır .Korkan insan,bir başkasını bir kenara bırakalım, kendini bile yönetemez .”
Bu süreç bize çok şey öğretti , işte bunların en başında vizyon ve misyon kavramlarının,insan hayatındaki elzem durumunu,çok defa sorgulattı.
“Bu süreci vizyon ve misyonu olanlar bana göre başarıyla atlatacak.Henüz süreç devam ediyor;ancak ortada akan bir zaman var ve bekleyip uzun uzun düşünmeye de zaman yok.”
Hangi durumda olursa olsun ileriyi görebilmek ve öngörülü olabilmek,insana zaman kazandırır .Öngörülü insan,bir şeyleri bekleme ihtiyacı duymadan kestirir.Bu duruş biçimi,vizyon ve misyon kavramlarını öne çıkarır.
Hayatta varlık sebebi ve çizgisini iyi tespit etmiş olan insan,hangi durum ve olaylarla karşılaşılırsa karşılaşılsın , kendine uygun olan yolu hızlıca seçebilir .
“Hepimiz Ekmek Yapmayı Öğrendik mi?”
Hepimiz bu zorlu süreci,kendimizce yaşadık.Anlatmaya çalışsak da hep bir şeyleri eksik anlatmış oluruz .Aslında – beraberce karşımıza çıkan aynı durumu aynı anda-yaşadık.
Ama hepimizin olayları anlama algılama ve yönetim biçimi farklı olmuştur .Ve bizde bıraktığı izler ve deneyimler de elbette
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.