Üstün Zekâlı/Yetenekli Çocuklar ve İletişim – 1
|Üstün Zekâlı/Yetenekli Çocuklar ve İletişim -1
Arkadaşlar,üstün zekalı ve özel yetenekli çocukların çevresiyle iletişimlerini etkileyen özelliklerin araştırıldığı ve bu çocuklarla iletişim kurma ipuçları üzerinde durulduğu, Üzeyir Oğurlu ve Yavuz Yaman’ın birlikte hazırladıkları Üstün Zekâlı/Yetenekli Çocuklar ve İletişim başlıklı makalenin 1. bölümünü sizlerle paylaşıyorum.
Üstün zekalı ve yetenekli çocuğun duygusal ve sosyal deneyimleri hem içsel hem dışsal faktörlerden etkilenmektedir. Üstün zekâlı ve yetenekli çocuk, dışsal çevreyle iletişime geçtikçe farklılıklarına karşı tutum ve bulundukları sosyal ortam gibi faktörler de sosyal ve duygusal deneyimlerini etkilemektedir (Schmitz & Galbraith, 1991). Üstün zekâlı ve yetenekli çocukların duygusal özellikleri ve ihtiyaçları normal zekaya sahip akranlarına göre daha yoğundur. Birçok üstün zekâlı çocuk yaşamlarında en fazla etkili olan kişileri şöyle sıralamaktadır: (Strip&Hirch, 2000).
• Duygularını kabul edenler,
• Onları sadece zekâ ve yetenekleri için değil gerçekten sevenler,
• Onlara zaman ayıranlar,
• Başarıları yanında gayretlerini de destekleyenler,
• Öğrenmenin önemli olduğuna inanlar,
• Kendilerine inanmalarına yardımcı olanlar,
• Hayallerinin peşinden koşmalarını cesaretlendirenler,
• Dikkatini onlara odaklaştıranlar,
Bu tür saygı ve ilgi tüm çocuklar için gereklidir fakat üstün zekâlı ve yeteneklilerin gelişimi için ayrı bir öneme sahiptir. Gross’a (1998) göre üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar çevresindeki kişiler tarafından farklı algıladıklarından dolayı genellikle yanlış anlaşılır. Örneğin enerjik olmaları hiperaktivite rahatsızlığı, kararlı olmaları inatçılık, fazla sorgulamaları asilik ve aşırı duyarlı olmaları da olgunlaşmamışlık olarak değerlendirilir (Akt. Piechowski, 2009)
Toplumun bu çocuklarla ilgili kafa karışıklığı yaşamalarının yanında öğretmenler de üstün zekâlı ve yetenekli çocuklarla karşılaşmadan korkabilir. Öğretmenler, genellikle aşağıdaki hususlardan çekinmektedirler: (Strip&Hirch, 2000).
• Üstün zekâlı ve yetenekli öğrenciler kendilerinden daha çok bilgiye sahip olabilir ve sınıfın önünde “cahil” durumuna düşebilirler.
• Üstün zekâlı ve yetenekli öğrenci zamanın hepsini alabilir ve fazladan iş çıkarabilir.
• Bu çocukların aileleri çok fazla beklenti içindedirler.
• Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencileri yeterince tatmin edemeyebilirler.
Yetişkinler bu korkuları taşırken, üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar da kendi korkularıyla baş etmeye çalışmaktadırlar: (Strip&Hirch, 2000).
• Kendileri “garip”ler ve bundan dolayı kimse onları sevmeyecek.
• Her soruya mutlaka doğru cevabı vermeleri gerekir.
• Herkesin düşündüğü gibi zeki olamayabilir.
İletişim toplumsal varlık olan insanoğlunun yaşantısının kaçınılmaz bir boyutunu oluşturur (Bilen,1994). İletişim genel olarak insanlar arasındaki düşünce ve duygu alışverişi olarak ele alınmaktadır (Cüceloğlu, 1993). İletişimin sağlıklı olabilmesi için alıcı ve kaynağın birbirine güven duyması gerekir. Ayrıca bireylerin benimseyip kullanmaları gereken bazı ilkeler vardır. Bu ilkeler arasında: (Cüceloğlu 2002)
• Her bireyin kendine özgü özellikleri ile değerli olduğuna inanması
• Karşısındaki bireyi koşulsuz kabul etmesi
• Kendisini olduğu gibi gösterebilmesi
• Duygu düşünce ve davranışlarının tutarlı olması
• Kendisini karşısındakinin yerine koyup onun sorunlarına onun gibi bakabilesi, onun hissettiklerini yaşayabilmesi bulunmaktadır.
Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar toplum içinde ister istemez çevresindeki kişilerle iletişim kurmaktadır. Bu iletişim alanını aile, arkadaş, okul ve toplum oluşturmaktadır. Yukarıdaki ilkeler doğrultusunda iletişim alanını oluşturan unsurlar üstün zekâlı ve yetenekli çocukları koşulsuz olarak kabul ettiklerinde bu çocuklar kendilerine özgü özelliklerini kabul ederek kendilerini olduğu gibi göstereceklerdir. Bu sayede bu çocukların düşünce ve davranışları tutarlı olacaktır. Böyle bir durumda durum üstün zekâlı ve yetenekli çocukların kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak sağlar.
Merhabalar, oglum henuz 2,5 yasinda ancak yasitlarindan dogumundan bu yana bilissel, duygusal ve sosyal olarak buyuk farkliliklar gostermektedir. Bazi arkadaslarimiz bizi uyarana kadar bir seyin farkinda degildik. Arastirmalarima gore parlak cocuk olma ihtimali cok yuksek. Henuz yasi itibariyle erken oldugunun farkindayim, ancak durum tespiti yapabilecek ve belki bizi dogru yonlendirebilecek bir uzman arayisindayiz. Istanbul’da bize tavsiye edebileceginiz bir kurum veya uzman var mi? Simdiden ilginiz icin tesekkur ederim. Saygilarimla.