Üstün Yetenekli Çocuk Ailelerine Danışmanlık-1
|Üstün Yetenekli Çocuk Ailelerine Danışmanlık
Arkadaşlar sizlerle Üstün Yetenekli Çocuklar hakkında uzman olan Psikolog Linda Kreger Silverman tarafından yazılmış bir çok konuda yol gösterici olacağına inandığım yazının 1. bölümünü paylaşmak istiyorum.
AİLELERE DANIŞMANLIK ,
Ailedeki üstün yetenekli bir çocuk karmaşık bir durumdur. Bu çocuklar, doğumlarından itibaren alışılmadık bir takım tartışmaları beraberinde getirirler. Hayata aktif bebekler olarak başlama eğiliminde olurlar, diğer 0-2 yaş bebeklerden daha az uyumakta, çevrelerine yoğun olarak cevap vermekte ve sıklıkla sıkıntı verirler. Bakıcılarını kesintisiz dürtüsel ihtiyaçları ile yorgun düşürürler. Bir ailede iki üstün yetenekli çocuk olması yüksek bir rekabet ve yarışmacı ortam oluşmasına neden olabilir (Ballering & Koch, 1984). İkiden fazla olduklarında ebeveynleri sayıca geçerler. Sanılanın aksine, çoğu aile üstün yetenekli bir çocuk sahibi olmak için dua etmezler. Üstün yetenekli çocuklar ortaya çıktıklarında, aileler sıklıkla ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları, bazen de onları anlamanın yolları ve topluluk içinde nasıl destekleyecekleri konusunda şaşkınlık yaşamaktalar.
Üstün yetenekli çocuklar asankronize bir gelişime sahip olmaktalar: Zihinsel yeteneklerin ileri düzeyde gelişmesine rağmen sosyal ve motor yetenekler genelde takvim yaşlarına uygun olmaktadır (Tannenbaum, 1992; Wright, 1990) Gelişimlerindeki bu dengesizlik kendileri için ve aileleri için bir düş kırıklığına kılavuzluk etmektedir. “Çocuğumu hangi okula göndermeliyim?” gibi düşünceler, diğer aileler için basit bir sorundur. Fakat üstün yetenekli çocukların aileleri için dehşet verici derecede korkutucu olmaktadır. Seviye yerleştirmesi bir başka sorundur. Akran ilişkileri gerginlik kaynağı olabilmektedir. Üstün yetenekli çocuklar, kendilerinden yaşça büyük çocuklarla oynamaktan, kendilerinden küçük çocuklara annelik yapmaktan, yetişkinlerle konuşmaktan hoşlanırlar. Bununla beraber, kendi yaşındaki çocuklarla ilişkileri genellikle bir şeylere özlem bırakır.
Hangi tip olursa olsun istisnai bir özelliği olan bir çocuk yetiştirmek streslidir, fakat üstün yetenekli çocuk ebeveynleri için sürekli olarak birilerini inandırmak stresi de eklenmektedir. Bir okul müdürüne gidip “Çocuğumun üstün yetenekli olduğuna inanıyorum ve özel ihtiyaçları var.” demek büyük duygusal riskler taşır. Sıklıkla aileler üstten konuşma tavrıyla “Evet, Mrs. Maxwell, bütün ailelerimiz çocuklarının üstün yetenekli olduğunu düşünüyorlar.” cevabını alırlar. Engelli çocukların aileleri böyle bir tavra maruz kalmazlar. Üstün yetenekli bir çocuk ebeveyni olmak üstün yetenekli bir çocuk olmaktan çok daha zordur (Dirks, 1979); çocuk en azından kendisini savunacak birilerine sahiptir. Aileler de bir savunucuya ihtiyaç duymaktadır. Ailelerin üstün yetenekliler hakkında bilgi sahibi, işlevsizlikte bulma eğiliminde olmayan ve ailelere eğitim sistemiyle baş etme ve karmaşık ev hayatlarında rehberlik edecek donanıma sahip danışmanlara ihtiyaç duyarlar. Bu tür bir rehberlik genelde okul sistemi içinde mevcut değildir ve sistem dışına yerleştirmekte zordur. Bununla beraber zamanla daha çok danışmanın üstün yetenekliler ve aileleri ile ilgili bireysel konulara aşina olacakları ve bu guruba daha etkili hizmet götürebilecekleri umulmaktadır.
ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUK AİLELERİNİN KAYGILARI
Aileleri psikolojik servisler araştırmaya yönelten bireysel sorunlar kabaca bizim modelimizdeki destek sistemlere benzer şekilde 6 gruba ayrılır: Çocuk, Ev, Akranlar.Toplum, Anne- Baba.Kişilik çocuk gelişimi konularını,anne baba gelişimi konularından ayırmak için çocuk ve ebeveynler olarak iki gruba ayırmaktadır.İlk grup,tanılama ve üstün yetenekli çocukların değerlendirilmesi,üstün yetenekliliğin karakteristik özelliklerini ve motivasyon konularını içerir. İkinci grup, ailelerin üstün yetenekli çocuk yetiştirmede kendi yeterlik algılarını,üstün yeteneklilerin ailelerinde ortaya çıkan yüksek gerginliği,öz disipline sahip çocuklar yetiştirmeyi,erken uyarı belirtilerini, okul ve derece yerleştirme kararını,okul personeli ile ilişkileri içerir. Akran ilişkileri de aile ve çocuklar için son derece önemlidir,özel bir dikkat gerektirebilir.Aileler toplumsal kaynaklar hakkında bilgi gereksinimi duyarlar ve son olarak eğer odak noktası sadece çocuklar olursa danışman bazı şeyleri gözden kaçırabilir.Aileler çocuklarının üstün yetenekli olduğunu keşfedince, kendi benlik algılarını ve isteklerini etkileyen anlaşılması zor bir dizi ima ile baş etmek zorunda kalırlar.Genellikle kendi üstün yetenekliliklerini anlamak için danışmanlığa ihtiyaç duyarlar(Meckstroth 1991).
ÇOCUK
Tanılama:
Çoğu aile çocuklarındaki üstün yetenekli olmanın işaretlerini ilk beş yıl içinde fark etmeye başlıyorlar.Kaufman ve Sexton(1983)yaptığı bir çalışmada 95 ailenin 85’i okul çağından önce yeteneklerinin farkına varmıştır. Gogel,McCumsey ve Hewett(1985)bu çalışmadan iki yıl sonra 1039 tanılanmış üstün yetenekli çocuk aileleriyle yaptıkları bir çalışmada benzer bulgulara ulaşmışlardır.Bu ailelerin %87’si çocukları beş yaşına kadar çocuklarının yeteneklerinin farkına varmış,%7’si bebekliklerinde altı aylıktan önce üstün yetenekli olmalarından şüphelenmiş %15’i altı ve on iki ay ,%23’ü 1-2 yaştan önce ve %25’i 2-3 yaş arasında farkına varmıştır.Her iki çalışma da ülke çapından değişik aile grupları örneklem olarak seçilmiştir.
Aileler aslında çocuklarındaki zeka gelişmişliğinin erken işaretlerini fark etmede ve %47-90 arasında değişen seviyelerini doğrulukla bildirmede oldukca ustalar. (Hanson,1984; Jacops,1971; Lois ve Lewis,1992; Robinson,1987; Silverman,Chitwood ve Waters,1986).Dört yaş üstünde bu doğruluk oranı dramatik olarak artmaktadır;Bunun nedeni ailelerin daha iyi karar verebilen bir duruma gelmeleri değildir. Çocukların bu yaşta değerlendirilmelerinin çok daha kolay olmasıdır.Aileler sıklıkla,özellikle diğer aile bireyleri ve yakınlarının çocukları benzer gelişmişlik gösterdiklerinde çocuklarının yüksek yeteneklerini fark etmede yetersiz kalmaktalar(Munger,1990). Bazı aileler üstün yetenekliliğin erken tanılanması durumunda kuşkulu olabiliyorlar. Bir defasında bir baba şöyle demişti:”fakat o sadece beş yaşında,üstün yetenekli olmak için beş yaşın da ne yapmış olabilir ki!”onun bu sorusunda ki varsayımı üstün yetenekli olmanın sıra dışı olağanüstü bir başarıyla eşit olarak algılamasıdır.Erken tanılama gelişimsel stratejik noktadan çok daha anlamlı olmaktadır.
Ailelerin küçük yaşta çocuklarındaki üstün yeteneği fark etmelerine neden olan nedir? Önce bebeklerinde ki uyarı ve sorumlulukları fark ederler .(Gogel, McCumsey ve Hewwet,1985). Sonra çocuklarının bebek kitaplarında işaret edilen gelişimsel kilometre taşlarından daha hızlı bir ilerleme (özellikle kelime hazinesindeki gelişim ,özel yetenekler, hafıza ve soyut düşünme yeteneğinde ki ilerlemeler yönünden (Lewis, Lois, 1991; Roedell,1989)) gösterdiklerini fark ederler.(Hall ve Skinner,1980),.Sonra çocuklarının komşularının çocuklarına göre karsılaştırıldığında daha ileri (yeteneklere) sahip olduğunun farkına varırlar (Lois ve Levis,1992). Bu annelerin çocukları için oyun arkadaşlarının dışında kalma ve okul çevresinden soyutlanma endişesinin de başladığı dönemdir.Bu aynı zamanda, iyi niyetli dostların akrabaların, eğitimcilerin, çocuk doktorlarının ve popüler magazin yazarlarının kötü önerileri ile sürekli engel oluşturulmasının da başlangıcıdır. Mesaj açıktır: Çocuğunuzu farklı olması için cesaretlendirmeyin.
Bu iyi niyetli önerilerin arkasındaki iyi çocuk yetiştirme metotları ortalama çocuklar için uygundur(Ross,1964; Schetky;1981;1983) ve sıklıkla bu metotlar üstün yetenekli çocuklar için, gelişim geriliği gösteren çocuklar için olduğundan daha uygulanabilir değildir.Bununla beraber,üstün yetenekli çocuklar normal görünüşte olduğundan, yetişkinlerin onların bireysel ihtiyaçlarının farkına varması daha zor olmaktadır. Aileler sıklıkla yakın çevrelerinden “şimdi onları ilerlemek için desteklemeyin” olumsuz mesajlarını aldığı zaman, kendi algılarına karşı güvensizlik geliştirme eğiliminde olurlar ve çocuklarını çok önemli bir destek kaynağından yoksun bırakırlar. Küçük çocuk aileleri üstün yetenekliliğin karakteristik nitelikleri (tablo.1) ile çocuklarının kişisel özelliklerinin eşleştiğini fark ettiklerinde daha çok, profesyonel tavsiye arayışında olmaktadır(Munger,1990; Silverman, Chitwood, Waters,1986). Üstün yetenekli psikolojisi alanında özel bir eğitim almış danışmanlara, aileleri anlama çocuk bakımı ve eğitimi(okul öncesi dönemde bazı kontroller) alanında yardım etme konusunda ihtiyaç duyulmaktadır.
Tablo 1:Gelişimin ilk aylarında sıra dışı tablo
Gelişimin ilk aylarında daha az uyku gereksinim
Uzun dikkat süresi
Yüksek etkinlik puanı
Bakıcılarını erken tanıma ve gülümseme
Yüksek etkinlik puanı
Yenilikleri tercih eteme
Çevresel etkilere aşırı tepkiler
Gelişimin kilometre taşlarından erken geçme
Sıra dışı bir hafıza
Eğlenceye olan eğilim ve öğrenme hızında ileri olma
Erken ve geniş bir dil gelişimi
Kitaplardan keyif alma
Merak; pek çok soru sorma
G elişmiş mizah anlayışı
Gözlem yeteneği
Problem çözme ve genelleme yeteneği
Zamanından önce ilgi
YARDIM SAĞLAMAK /ELDE ETMEK
Gelişimsel olarak(normalden farklı bir gelişim gösteren )çocuklar, tanılama değerlendirmesine ihtiyaç duyarlar; gelişim geriliği olan çocukların hakları yasalarla güvence altına alınmıştır.Engelli çocukların erken teşhisi çocukların sağlıklı ve iyi bir eğitim açısından erken müdaheleyi mümkün kıldığı için gereklidir. Aynı durum üstün yetenekli çocuklar içinde geçerlidir. Üstünler ne kadar erken tanılanırsa gelişimleri o kadar istendik düzeyde olacaktır.(Hollingwordth,1942;Witty,1958).Bireysel zeka testleri,gelişimsel asenkronizenin derecesini belirlemede mevcut en iyi araçtır. Değerlendirme, bir çocuğun bağlantılı güçlü ve zayıf yönleri, öğrenme şekli ve eğitimsel ihtiyaçları hakkında değerli bilgiler sağlar; bu öğrenme güçlüğü olan üstün yetenekli çocukları belirlemenin tek yoludur. Değerlendirme için en ideal yaş, üstün yetenekli kız çocukları kendilerini gizlemeden önce, okul öncesi dönem ve gelişimin ilk yıllarıdır(Silverman,1986). Ailelerin çoğu çocuklarının üstün yetenekli olarak tanılanmalarını okula bağlarlar. Bu, yönetmeliklerin gerektirdiği bireysel testlerin kullanıldığı 12 dereceli programlarda yetkili anaokulu programlarında başarıya ulaşır.Bununla beraber,çok sayıda okul özel yetenekli programları kullanmayı bırakmış durumdadır(Benbow,1992); üstün yeteneklilik genelde üstün yetenekliler için özel bir programa seçilmiş olmakla tanımlandığından bu programın olmadığı okullarda artık tanılama yapılmamaktadır.bazı okullarda bireysel zeka testleri sadece problemli çocuklar için kullanılabilir durumdadır. Yaygın olarak,üstün yetenekli programları grup başarı test puanları,dereceler ve öğretmen tavsiyelerinin kombinasyonlarını (Gillespie,1983) içeren genel tarama araçları temel alınarak seçilmiş çocukları kapsar ve 3.derecede başlar(Roedell,1989). Ölçüt başarı temellidir ve tanılanmış çocuk sayısı değişkenlerine bağlıdır. Üstün yeteneklilik başarı ile eş değer tutulduğunda düzenli okul çalışmasında başarı gösteremeyen,öğrenme güçlüğü olan üstün yetenekli çocukları,aşırı olağanüstü olduğu için sıkılmış,değişik çevrelerden gelen kültürel farklılık yüzünden uyum sağlayamayan,değişik öğrenme stillerine ihtiyaç duyan yaratıcı çocuklar üstün yetenekli kız çocuklar ikinci doğan çocuklar yeteneklerini gizleyen, zihinsel yönden parlak olmayan akran grupları ile birlikte olan çocuklar fark edilmeyecektir. Grup I Q testlerinin seçim işleri için kullanıldığı durumlarda sonuçlar şüphelidir.çünkü grup ve bireysel I.Q testleri çok az korelasyon göstermektedir(Schecter,1992). Gelişimsel yetersizlik gösteren çocukların tanılanmasında kullanılan yöntemler düşünüldüğünde,bu yaygın modeli yetersizliği açıktır.gelişimsel yetersizliği olan çocuğa sahip hiçbir aile çocuğunun grup ölçümleri,dereceler ve öğretmen tavsiyeleri kullanılarak etiketlenmesine asla izin vermez. Çocuklarının yeteneklerini belirlemek için okul dışında bir değerlendirme isteyen aileler bir başka engel ile karşılaşırlar:üstün yetenekli çocuklar hakkında yeterli deneyim sahibi psikolog veya kurum bulmak çoğunlukla zor olmaktadır. İçe kapanık mükemmeliyetçi ve dokuz yaş üstü kız çocukları sadece tam doğrulukla cevaplayabileceklerinden kesin emin oldukları sorulara yanıt verirler. Birkaç dönem çalışmış profesyonel daha geniş bir resim çizebilirken (mesela”bildiğin düşün cevap ne olabilirdi”), deneyimsiz bir gözlemci “bilmiyorum”cevabını bir değer olarak alır, ayrıca test yorumlama ve özel tavsiyelerin değerlerinin doğruluğu test uygulayıcısının deneyimine göre dramatik olarak değişkenlik gösterir(Baum,1992;Meckstroth,1989b). Ailelerin donanımlı ve deneyimli bir gözlemci bulabilmelerinin yolu diğer üstün çocuk ailelerinin tavsiyelerinden geçer.
Üstün yeteneklilerin test puanlarını yorumlamak karmaşıktır, çünkü değişik ölçüm araçları ile elde edilen sonuçlar, üstün yeteneklilerde, diğer tüm gruplarda olduğundan çok daha fazla çeşitlilik gösterir. Bu farklılık %50-92 arasında değişen en yüksek farklılık olarak bulunmuştur.(Silverman&Kearney,1989,1992;Whitmore).Grup testlerinde yaşanan temel problem, yeni bireysel testlerin (ceiling effects) (Hanson, 1992) ve vurgunun performans hızına kaymış olmasıdır (Kaufman, 1992).Testlerin çoğu üst seviyedeki çocukların yeteneklerini tam olarak gösterebilmeleri için yeterli olmayan ortamlarda yapılmaktadır, bu nedenle eğer bir öğrencinin puanı grup veya bireysel zeka ölçümünde 3 alt-test tavan seviyeye yakın ise bu öğrenciye ek test olarak Stanford-Binet(form L-M) verilmesi önerilir(Silverman ve Kearney, 1989, 1992). Eski Binet testi, çocuklardan yetişkinlere dek olan bir grubu ölçmeye yönelik olduğu için, geniş bir terim aralığına sahiptir. Stanley (1990) bu testi “geniş derece dışı testler için uygun özgün bir değerlendirme” olarak görmektedir. (s.167) Eski Binet testinin aynı zamanda 6 yaşından küçük çocuklar veya cevap verme hızı ciddi anlamda problem olan çocuklar için kullanılması da mantıklı olabilir (Vernon, 1987).Üstün çocukları yerleştirmenin bir diğer yolu da Julian Stanley (1990) tarafından hazırlanmış, lise son sınıf öğrencileri için hazırlanmış Okul Yetenek Testi (Scholastic Aptitude Test-SAT)’ni alan öğrencilerin yer aldığı yetenek araştırmalarından geçer. 7. seviyede verilen bir üst seviye testi olan SAT, üstün yetenekli çocukları tanımlamak için olağanüstü ve pahalı olmayan bir metottur. Bu testin dezavantajları, erkek çocuklara oranla kız çocukları belirlemede yetersiz kalması(Silverman, 1986); düşük sosyo-ekonomik düzeyden gelen öğrencilere karşı önyargılı olabilmesi(VanTassel-Baska,1986); ve 7. derecenin, üstün yeteneklileri tanımlamak için geç kalınmış bir seviye olmasıdır.Çocuk tanılandıktan sonra, ciddi anlamda danışmanın görevi başlar. Ailelere, güçlülük ve zayıflığın belirtilerini anlamakta, yeteneğin çeşitli oranlarda etkileşimi ile baş etmede, kaynakların uygun olarak kullanılmasında, seçenekleri gruplara ayırmada ve aile içindeki tüm bireylerin üstün yetenekli olmayı aynı biçimde algılaması konularında rehberliğe ihtiyaç duyarlar. Ross(1964), çocuk için üstün yetenekli tanısı koyan gözlemcinin koruyucu aile rehberliği hizmeti sağlaması sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini savunmuştur. Çocuklar her ne kadar testlere cevap vermeye istekli olsalar da, ailelerin ve kardeşlerin değerlendirme sonuçlarını uyum sağlaması aylar hatta yıllar alabilir(Colangelo&Brower, 1987).
KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Üstün yeteneklilerin bir takım ayırt edici özelliklere sahip olması, herkesten çok ailelere problem yaratmaktadır. Çocukların meraklı, tartışmacı olmaları ve otoriteyi sorgulamaları sıklıkla literatürde yer alan konulardır (Meckstroh,1991; Munger,1990; Schetky,1981; Whitmore,1979). Aileler çocukların ısrarlı sorularını kızgınlık verici bulmaktadırlar(Strom, Johnson, Strom & Stom,1992). Bu yazarlar üstün çocuklarının bu sorularının, gelişen bağımsızlık duygusu ve anlama-öğrenme gereksinimlerine işaret eden doğal bir süreç olduğunu anlatmak için mücadele etmekteler. “Üstün yeteneklilerin sorgulayan yapısı aileleri sadece kızdırmaz; aynı zamanda aileler bu sorgulamayı ebeveyn otoritesine yönelik bir çaba olarak da yorumlayabilmekteler” (Sebring,1983; s.97). Sebring, sözlerine eğer aileler üstün yetenekli çocukların bağımsız düşüncede olduklarını ve bir konu üzerinde tartıştıkları zaman amaçlarının konuyu incelemek olduğunu anlarlarsa çatışmalardan kaçınabileceğini söyleyerek devam etmektedir. Aileleri ilgilendiren bir başka karakteristik özellik, çocukların içe kapanıklığıdır. İçe kapanıklılık bizim toplumumuzda tam olarak anlaşılmış değildir ve ailelere ne olduğunun açıklanması gerekmektedir. Çocuklarının, eşlerinin veya kendilerinin suskun, içe dönük davranışlarının anormal olmaktan çok sağlıklı olduğunu öğrenmek, aileleri önemli ölçüde rahatlatmaktadır. Myers-Briggs tipi Gösterge(MBTI) testini bütün aileye uygulamakta, bireylerin aile içindeki çeşitli kişilik tiplerini ve nasıl etkileşim kuracaklarını anlamaları bakımından fayda vardır. MBTI , her ne kadar küçük çocuklara bazı kelimelerin açıklanması gerekse de, altı dereceli okuma seviyesi ile verilebilir. 2-5. seviyeler arasındaki çocuk Çocuklar için Murphy-Meisgeier Tip Gösterge(Meisgeier&Murphy,1987) testini alabilirler. Bu işlem sürecinde aile bireyleri birbirlerinin bireysel farklılıklarını daha kolay kabul etmeye başlamakta ve diğerlerini kendilerine benzetme çabalarından vazgeçmektedirler. Derinlik, mükemmelliyetçilik, ve aşırı hassaslık üstün çocuklarda en sık rastlanan duygusallığın üç boyutudur.
“Üstün yetenekli bireyler arasında büyük bir duygusal yoğunluk, büyük bir duygusal farkındalık ve dikkat yeteneği bulunmaktadır.” (Piechowski,1987; s.22). Yoğunluk, mükemmelliğin başarıya ulaşmasında önemli bir değişken olan tutku ve hırsın derecesini belirler(Feldeman,1979). Mükemmelliyetçilik, mükemmelliğin devamını sağlayan arkasındaki itici güçtür ve aşırı hassasiyet acıma duygusunun temelidir. Bu üç özellik akıl ve mantık süzgecinde yönetilen eşsiz bir kişilik yapısı oluşturmak için birleşir. Yetişkin hayatta bu özellik dünyayı değiştirecek kadar büyük bir güç yaratabilir, fakat çocuklukta bunlarla birlikte yaşamak çok zordur.
Üstün yetenekli çocuklarda, bu derinlik ve duygusal hassasiyetle baş etmede rehberlik, Piechowski(1991) tarafından sağlanmıştır:
Üstün yetenekli çocuklarda, duygusal tepkilerin yoğunluğu … zaman zaman, özellikle çocuklar çok etkilendiklerinde … anlaşılmaz olabilmektedir. Aşırı tepkiselliğin çocuğun duygusallığından ve gereksinimlerinden kaynaklandığını anlamak, hatırı sayılır derecede sabır ve bilgi gerektirir. Duyguları, rutin olaylardan ayrılması veya acıklı bir hikayenin anlatılış şekli nedeniyle sık sık dengesi bozulan hassas ve derin bir çocuk için desteklenmeye çok fazla gereksinim duyduğu için kaygı düzeyi çok fazla olabilir. En güçlü destek şüphesiz ki, anne babaların sevgisi, sabrı ve kabulüdür. Aynı anda pek çok farklı gelişimsel yaşta olan bir çocuk yetiştirmek karmaşıktır. Anne-babalar üstün yetenekli çocuklar için normal kabul edilen davranışlar veya normal gelişim gösteren akranları için normal kabul edilen davranışlarla, işlevsel olmayan davranışları birbirinden ayırma konusunda yardıma gereksinim duyarlar. Örneğin, beş yaşındaki bir çocuk annesi tarafından çocukça davranmakla suçlanmıştı. Annesi “Yaşına uygun davran!” diyerek azarladığında çocuk annesine, “Fakat, anne, sınıftaki diğer çocuklar gibi davranıyorum.” diyerek sertçe cevap vermişti. Bir çocuk yetişkin bir birey gibi konuştuğunda ve mantık yürüttüğünde, takvim yaşına uygun davranışların neler olduğu kolaylıkla unutulabilir. Zaman zaman kendilerine çocuklarının yaşını hatırlatması için, ailelere çocuklarının ayakkabılarını ellerine alıp bakmalarını söylerim. Whitmore(1991) çocuğun bir davranışı (örneğin; tartışmak) problem olarak algılamadığına dikkat çeker; bu daha çok ailelerin problemi olmaktadır. Bu durumda, ailenin çocuktan daha çok uzman danışmanlığına gereksinimi vardır. Stres azaltma teknikleri ve iletişim ve görüşme becerilerinden ailede yer alan herkes faydalanır.