Çocukların Zekâsı Artar mı?
Arkadaşlar çocukların zekası artar mı? sorusuna cevap bulabileceğimiz Psikiyartist Dr. Sabri Yurdakul’un yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Einstein’ın zekâsının sadece %20’sini kullanarak büyük düşüncelere ulaştığını göz önüne alırsak zekâ kadar, zekânın kullanımının da önemli olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü zeka testleri tam olarak çocuğumuzun zekâsını göstermeyebilir. Yani zekâ testlerinde düşük skorlara sahip olan çocuğumuzu alıp zekâsını geliştirecek yönde çalıştırır, bolca zekâ testleri çözdürür, düşünceye sevk eden tartışmalar yapar, gelmiş geçmiş bilim adamlarının başarıya ulaştığı yollardan götürür, zihin becerileri ile el becerilerini birlikte geliştiren oyunlar oynatır, öğrenmeyi sevdirip merak duygusunu uyandırıp araştırmaya sevk edersek bir sene sonra aynı testi yaptığımızda çocuğumuzun zeka testinden aldığı puanların yüksek olduğunu görürüz.
Zekâ, geliştirilebilinen hatta geliştirilmesi gereken bir yetenektir. Zekası yüksek çocukların genel özelliklerine baktığımızda çok erken yaşlardan itibaren öğrenmeye ilgi duyan, çabuk konuşan, çabuk yürüyen, hızlı algılayan ama algıladığı oranda çabuk sıkılan çocuklar olduğunu görmekteyiz. Bu çocuklar zekalarını yeşertecek ortamda olduklarında kapasite kullanımları artmakta ve çok büyük başarılara ulaşmaktadır.
Başarı için tek başına zekâ yeterli değildir. Mozart, Picasso, Mikelanj, Steven Hawking gibi farklı dallarda deha diye nitelendirdiğimiz ve yaptıklarına akıl erdiremediğimiz insanlar bu başarılarını yakalarken hedefledikleri alanda uzun yıllar gayret göstermiş olduklarıdır.
Küçükken ne kadar deha olursa olsun bir insan başarmak istediği konuda insan üstü bir çaba göstermedikçe bu başarıya ulaşamamaktadır. Dünya tenis sıralamalarında yeri senelerdir ilk 3′ten aşağı düşmeyen Federer’i ele alalım. İyi bir tenis eğitimi alıp bunun yanında çalışmalarını sürdürmese ne kadar yetenekli olursa olsun geldiği yerlerde olması mümkün olmayacaktı.
Yüksek zekâ sadece çocukların işini kolaylaştıran bir yetenektir ancak unutmayalım ki zekâmızı belirleyecek ve onun artışına katkıda bulunacak kocaman atıl bir beyin kapasitemiz var. Bu kapasiteyi bile iyi kullanabilsek o zaman yapabileceklerimizin boyutları çok daha büyük oranlara çıkacaktır.
Bu nedenle çocuklarımızın zihinsel yeteneklerini açığa çıkaracak, onların bu zihinsel kapasitelerini kullanacak yönde faaliyetlere yönlendirmeli, televizyon ve bilgisayarın onların beynini köreltmesine izin vermemeliyiz. Tabii ki televizyon ve bilgisayar tamamen kaldırılmamalı ama onların zihinsel kapasitelerini arttıracak zeka oyunlarına, el becerilerini arttıracak etkinliklere, bedensel gelişimlerini arttırmak için spora yönlendirmeli, sık sık onların düşünce becerilerini geliştirecek konular ortaya atıp tartışmalarını ve çok yönlü düşünmelerini sağlamalıyız. Bunu yaparken kaçınılması gereken tek şey söyledikleri ve yaptıklarını “aptalca” olarak nitelendirmemek, bize en saçma gelen fikirlerine bile yargılamadan yaklaşmamaktır.
Ders başarıları için nasıl okula gidiyor, özel öğretmenden ve dershanelerden dersleri konusunda yardım alıyorsak aynı şekilde zihinsel gelişimleri için eğitimcilerden, psikolog ve psikiyatristlerden yardım almalı onların bu alandaki bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalıyız. Onların kişisel gelişimlerinin el yordamıyla ulaşabilme çabalarının çok daha ötesinde önemli olduğunu unutmamalıyız.