Etkili Çalışma Nedir? Üstün Zekalı Öğrenciler Ne Kadar Etkili Çalışabiliyor?
|Etkili Çalışma Nedir? Üstün Zekalı Öğrenciler Ne Kadar Etkili Çalışabiliyor?
Arkadaşlar bir çoğumuz çocuğumuzun ders çalışırken karşılaştığı problemlere tanık ve ortak oluyoruz. Banu Erciyes’in üstün zekalı öğrencilere etkin çalışma konusunda nasıl davranmamız gerektiği konusunda önerilerde bulunduğu yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Üstün zekalı bir çocuğun çalışıp başarısız olması mümkün müdür?
Normal koşullarda herhangi birinin kendi seviyesinden daha düşük bir materyal ile çalışıp başarısız olması mümkün değildir.
Türkiye’de üstün zekalı çocukların kendi seviyelerinin çok altında çalışmalar yaptıklarını düşünürsek, “çocuğum üstün zekalı ama şu dersi çalışıyor, başarılı olamıyor” dendiği noktada durup tekrar düşünmekte fayda var.
Başarısızlık hangi durumlarda olabilir;
1- Konu öğrencinin seviyesinin üstündedir (üstün zekalı çocuklar eğitim sisteminde çoğu zaman seviye altı konularla karşılaşır)
2- Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, hiperaktivite gibi bir problem vardır
3- Etkili çalışmayı öğreneceği ortamlar yaratılmamıştır
4- Kendi farkındalığını sağlayacağı rehberlik verilmemiştir. (öğrenme profili, güçlü zayıf yönleri)
Koşulların normal olduğunu düşünerek konuyu ele alırsak 1 ve 2. maddeleri eleyebiliriz.
Ders çalışmaya başlamakta güçlük yaşıyorsa, çalışma esnasında konsantre olamıyor veya çalıştığı halde başarılı olamıyorsa o zaman çocuğunuzun etkili çalışma ve farkındalık konusunda yardıma ihtiyacı vardır.
Etkili çalışma için en önemlisi amaç ve hedeftir.
Üstün zekalı çocukların genellikle bir dersten iyi not almak, en başarılı öğrenci olmak, okul birincisi olmak gibi hedefleri olmaz. Genellikle daha uzun vadeli amaçları vardır. Bilim insanı olmak veya önemli bir keşif yapmak gibi.
Böyle bir durumda amaçlarına ulaşmak için bir takım ölçülebilir hedefler koyması ve o hedefleri bir bir gerçekleştirerek amacına doğru yürümesi gerektiğini ona anlatmalısınız. Hedefler gerçekçi olmalı, ulaşılamayacak hedefler konması çocuğa “Çalışıyorum ama yapamıyorum” duygusunu yaşatır. Çalışma=başarı denklemini bozar.
Daha sonra plan program yapmak gelir.
Üstün zekalı çocuk okul yıllarının başında (ilkokul) somut ve basit müfredatlarla uzun yıllar boğuştuğundan plan program yapmaya hiç gerek duymamıştır ve aynı zamanda plan, program yapmayı öğrenememiştir.
Bebek adımlarıyla ilerleyerek ona plan ve programın nasıl yapılacağını ve işe yararlığını göstermelisiniz. Sadece ders konusunda değil hayatının her alanına plan programı dahil edebilmesi için destekleyebilirsiniz. (sevimli ajandalar, renkli kalemler veya teknolojiden hoşlanıyorsa elektronik ajandalar kullanılabilir)
Bundan sonra kendini, zayıf ve güçlü yönlerini ve öğrenme profilini tanımalı üstün zekalı çocuk.
Nasıl daha etkili çalışabiliyorum, yalnız mı grupla mı, sessiz mi, müzikle mi, ışıklı yerde mi loş ortamda mı, oturarak mı yatarak mı, bağımsız mı, yönergeli mi, global mi, analitik mi, görerek mi, okuyarak mı…(çeşitli öğrenme stilleri modellerinden faydalanabilirsiniz)
Dersle ilgili ön yargıları var mı, dersi anlamlı bulmuyor mu? Dersten korkuyor mu, dersin öğretmeni ile ilgili rahatsızlığı var mı?
Eğer varsa bu konular üzerinde konuşmalı, nedenleri irdelemeli, olası çözümler üzerinde beraberce kafa patlatmalısınız.
Dersi anlayamadığı noktada sebat ediyor mu yoksa hemen vazgeçiyor mu?
İlkokul müfredatları üstün zekalı çocukların seviyesine göre çok basittir. Bu sebeple ilkokul sıralarında üstün zekalı çocuğun kafası nadiren karışır. İleriki yıllarda müfredatlar zorlaşmaya başladığında, kafaları karıştığında panik olabilirler. Daha önce hiç tecrübe etmedikleri bu durumu bir sorun olarak algılayabilirler. Oysa kafa karışıklığı yaşanan nokta gerçekten öğrenmeye başladığımız noktadır. Karışıklığı çözmek için düşünür, problem çözer, yeni şeyler öğrenir, analiz ederiz. Bağlantılar kurarız. Bundan korkmamaları, aksine bunun öğrenmenin başladığı nokta olduğunu ve çok kıymetli olduğunu onlara hissettirin.
Başaramama korkusu var mı?
Başaramama korkusu olan çocuklar hedefi ya çok yükseğe ya da çok düşüğe koyarlar. Burada kilometre taşları önemli. Eskiden, yol tabelaları yerine kullanılan kilometre taşları gibi çocuğunuzun da hayatında temel aldığı başarı noktaları oluşturmasına yardımcı olun. “Şu işi yaparken çok çaba sarf etmiştim, sonucunda amacıma ulaşmıştım ya da başarı sağlamıştım.” gibi.
Verimli ders çalışmak sadece belirli bir süreyi derse harcamak değildir.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm unsurların dikkatlice ele alınmasını gerektirir. “Saatlerce çalıştım ama olmuyor” cümlesini duyduğunuzda en başa dönüp tüm bileşenleri beraberce ele alın.
Üstün zekalı çocukların egoları çok kuvvetlidir ve yardım almaktan, yol gösterilmekten hoşlanmayabilirler. Bu da erken yaşlarda doğru geri bildirim sağlanamamış çocuklarda daha sık görülür. Nedeni ne olursa olsun çocuğunuza özverili ve sabırlı bir şekilde destek olarak yardım alma konusunda daha açık fikirli olmasını sağlayın.
Yukarıda bahsettiğimiz konuların hiçbiri bir kere söylemekle veya göstermekle alışkanlık haline gelmez. Hem öğretmen hem de anne baba olarak üstün zekalı çocuklara erken yaşlardan itibaren ve sürekli olarak rehber olmalıyız, destek vermeliyiz.
Çünkü onlar her ne kadar üstün zekalı olsalar da zannedildiği gibi her şeyi tek başlarına göğüsleyemezler.
“Nasıl olsa üstün zekalı, o yapar” anlayışı üstün zekalı çocuklara yapılmış en büyük kötülüktür. Sadece üstün zekalı oldukları için değil, hem üstün zekalı hem de etkili çalışan bireyler oldukları için farklı, yaratıcı, ve beklenmedik işler başarırlar. Ve sahip oldukları yüksek potansiyeli performansa dönüştürürler.
O küçük omuzlarına binen büyük yükü hafifletmek anne, baba ve öğretmenler olarak bizim görevimiz. İhtiyaçları sistem tarafından karşılanmayan çocuklar olarak rehberliğimize çok daha fazla muhtaçlar.
Ben hala başaramıyacağımı kafaya takmış ve yapamıyacağımı düşünüyor ve öyle yaşıyorum,bunun çaresi yok mu 🙁