Her Çocuk Yeteneklerine Uygun Eğitim Almalı
|Her Çocuk Yeteneklerine Uygun Eğitim Almalı
Arkadaşlar çocuklarımızın masa başında geçirdiği zamana değil yeteneklerine uygun eğitim almalarının önemine vurgu yapan Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Bir ülkenin en büyük sermayesi insan yeteneğidir. Yeraltı ve yer üstü kaynaklar elbette çok önemlidir. Ancak, bu kaynakları ortaya çıkaracak, işleyecek ve toplumun hizmetine sunacak bütün süreçler insan emeğine dayanır. Çocuklarımızın yeteneği, ülkemizin geleceğidir. Ve unutmayalım ki, her çocuğun yeteneklerine uygun eğitim almaya hakkı vardır.
Okullarda yetenek eğitimi neden yapılamıyor?
Eğitim sisteminin en önemli görevi, milli eğitimin genel amaçları içerisinde de belirtildiği gibi, çocukların yetenek ve ilgi alanlarını keşfetmek ve geliştirmektir. Uyguladıkları eğitim modeli ile fark yaratan ülkelerin de en iyi yaptığı şey çocukların yeteneklerine uygun eğitim vermek. Ülkemizde yetenek eğitimi her zaman geri plana atılıyor. Bunun çeşitli nedenleri var…
– Ulusal sınavların yarattığı baskı hem anne-babalar hem de eğitimcileri çaresiz bırakıyor. Sınavları kazanmak tartışmasız en önemli şeymiş gibi algılanıyor. Adeta, sınavları kazanan çocuklar geleceğini kurtarıyor, kazanamayanların ise geleceği risk altında diye düşünülüyor. Ülkemizin gerçeklerini dikkate aldığımızda, bu algının tamamen haksız olduğunu söylemek de mümkün değil.
– Okullar ciddi bir müfredat baskısı altında. Okullarda, matematik, Türkçe, fen bilgisi, sosyal bilgiler gibi dersler ağırlıklı olup yetenek dersleri ise adeta ikinci sınıf dersler gibi. Bu nedenle, özel yetenek alanları ile ilgili dersler (görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi vb.) süre olarak azr ve olan dersler de ya önemsenmediğinden ya da imkansızlıklar yüzünden doğru dürüst yapılamıyor.
– Özel yetenek alanlarına ilişkin faaliyetlere zaman ayrıldığında akademik başarının düşeceğine inanılıyor. Çocuklar ne kadar çok masa başı çalışma yapar, ne kadar çok test çözerse o kadar başarılı olur sanılıyor. Bu çok yanlış.Çalışma süresi uzadıkça başarı artmaz. Zaman verimli kullanıldığında başarı artar. Kendine ve yeteneklerine zaman ayıran çocukların ders başarısı düşmez, aksine artar.
Öğrenme kalitesi artırılmalı
Beyinle ilgili son yıllarda yapılan araştırmalar, yetenek eğitiminin ne kadar önemli olabileceğine dair ipuçları veriyor. Araştırmalara göre beynimiz, doğuştan belirli yetenek alanlarına yatkındır. Eğer yetenek alanlarımıza uygun bir eğitim alırsak, öğrenme kalitemiz ve akademik başarımız büyük ölçüde artıyor. Bir anlamda, beynimize kendi anlayacağı dilden yaklaşıldığında harika sonuçlar elde etmek mümkün.
Örnek iki proje
Son yıllarda ülkemizde de yetenek eğitiminin önemi anlaşılmaya başlandı. Bu kapsamda yapılan çeşitli çalışmalar var. Bu tür çalışmaların artması ve sonuçlarının herkesle paylaşılması önemli diye düşünüyorum. Bu kapsamda akademik danışmanlığını yaptığım iki projeden söz etmek isterim:
Projelerden biri Kartal İlçesi’nde yürütülen “Yetenek Haritası Projesi”. Proje, Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü inisiyatifiyle ve Kartal Rehberlik Araştırma Merkezi koordinatörlüğünde yürütülüyor. Projenin temel amacı, anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseye devam eden tüm öğrencilerin yetenek analizlerini yapmak ve bu çocuklar için yetenek geliştirme programları düzenlemek.
Diğer bir proje de Maltepe’de Dumlupınar Ortaokulu’nda yürütülen “DUYAK Projesi”. Bu proje kapsamında da, üç aşamalı bir çalışma yapılacak. Birinci aşama, tüm öğrencilerin yetenek haritalarının çıkarılması, ikinci aşama yetenek eğitimlerinin verilmesi ve üçüncü aşama da yetenek ürünlerinin değerlendirilmesidir.
Anne-babalar ne yapmalı?
Anne-babaların temel sorumluluğu, çocuklarının yeteneklerine değer vermek ve onları yeteneklerine uygun bir gelecek oluşturma yolculuğunda desteklemek. Her çocuk kendi ölçüsü içinde yeteneklidir. Bizler, bu yetenekleri gözlemlemeli, keşfetmeli, eğitim imkanları sunmalı ve yetenek alanlarına uygun şekilde yönlendirmeliyiz. Ancak, çocuğa yetenek enjekte etmeye kalkmak ve bütün yetenek alanları ile ilgili faaliyetten faaliyete koşturarak yeni bir hırs alanı da oluşturmamak gerekir. Aslolan çocuğun doğası, yaşı ve tercihleridir. Çocuklarımızda kendimizi tamir etmeye dönüşecek hiçbir çaba çocuğa katkı sağlamaz.