Çocuğunuz Üstünse Sevinmeyin, İşler Yeni Başlıyor
|Çocuğunuz Üstünse Sevinmeyin, İşler Yeni Başlıyor
Arkadaşlar Uzman Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen – Bahçelievler RAM Müdürü Mehmet Hilmi Eren’in yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Üstün zekalı ve dahi çocuklarla ilgili haberlerin başlıkları medyada genellikle; “Minik dahi görenleri hayrete düşürüyor, 12 yaşında ve üniversiteyi bitirdi, 14’lük dahi doktora öğrencilerine ders veriyor, 3 yaşında matematik dehası, 4 yaşındaki hafız” şeklinde yer alıyor.
Haberlerin altında yer alan yorumlar ise şunlar yer alıyor; “çocuğum okulda da aradığını bulamıyor, testte dahi seviyesinde çıktı ama gönderebileceğim bir kurum yok, çaresizim, sınıfta arkadaşları ve öğretmeni basit geliyor, okuldan ve derslerden uzaklaşacak diye korkuyorum.” Üstün zekalı çocuklar MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine göre de özel eğitim alması gereken bireyler kapsamında değerlendiriliyor. Bu çocuklara hizmet veren mevcut Bilim ve Sanat Merkezleri ise gerekli talebi karşılayabilecek kapasitede değil. İstanbul örneğine bakalım; 17 milyon nüfuslu İstanbul’da ilk yüzde 2’lik dilimi ele alırsak 50 bin civarında üstün zekalı çocuğumuzun olduğu düşünülebilir. 2012 senesinde MEB bünyesinde üstün zekalı çocuklara yönelik açılan kontenjanlara baktığımızda ise; Beşiktaş BİLSEM 50, Ataşehir BİLSEM 30 öğrenci aldığını görüyoruz. 50 bin üstün zekalı potansiyeli olan bir şehirde sadece 80 öğrenci kendine yer bulabiliyor. Bu durum da ailelerin kendi gayretleriyle gerçekleştirecekleri çalışmaları daha kıymetli bir konuma taşıyor.
Erken okuma-yazmaya geçen, matematik becerileri, kelime haznesi akranlarından ileride bir çocuğunuz var ve üstün zekalılık belirtilerinden birkaçını çocuğunuzda gözlemliyorsanız okul öncesi dönemde (3-6 yaş) zeka testi yaptırmanızda fayda var. Zeka testleri MEB bünyesinde Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde (RAM’lar) yapılıyor. Çocuğunuz eğer bir okul öncesi kurumuna devam ediyorsa, kurumunuzun resmi yazısıyla, okul öncesi kurumuna devam etmiyorsa doğrudan en yakın RAM’a müracaat edebilirsiniz. Tanılama zeka testiyle beraber, aile görüşmesi ve öğretmeninin gözlemleri ışığında yapılacak. Size; “Müjde! nur topu gibi bir üstün zekalı çocuğunuz var” deniliyorsa çok sevinmeyin, işler yeni başlıyor.
Çocuklara zeka-akıl oyunları sunulmalı
Okul öncesi evre, bedensel gelişim kadar zihinsel gelişimin de en yoğun olduğu dönem. Bu dönemde çocuklara bolca oyuncaklar alınır ve onun sevinciyle beraber ebeveynler de mutlu olurlar. Aileler uzmanlardan da gerekli tavsiyeleri alarak üniversiteler tarafından geliştirilen zeka-akıl oyunlarını çocuklarına sunabilirlerse onları hem eğlendirmiş, hem de dikkat-konstrasyon ve zeka becerilerini geliştiren materyalleri sunmuş olurlar. Bu materyallerle çocukların gerçek hayatta sıkça ihtiyaç duyacağı problem çözme, stratejik ve hızlı düşünme, tahmin, şekil uzay algısı, mantık yürütme gibi pek çok becerisi gelişecektir. Ailelerin akıl oyunlarını kullanırken belli bir programa göre devam etmesi ve çocuğun oyununa eşlik etmesi onun programlı ve özgüveni yüksek birey olmasına da katkı sağlayacaktır. Okul öncesi dönemde çocuklarla gerçekleştirilen akıl oyunları çalışmalarının onların zekalarında ciddi gelişime sebep olduğuna dair araştırmalar da mevcuttur.
Üstün zekalı çocukları diğerlerinden ayıran önemli bir özellik de kelime haznelerinin akranlarına göre daha ileri seviyelerde olmasıdır. Ailelerin okul öncesi dönemden itibaren çocuklarının gelişimine uygun masal ve hikaye kitaplarını temin etmesi ve günlük masal okuma etkinlikleri düzenlemesinde sözcük dağarcıklarının gelişimine ciddi katkısı vardır. Her gün düzenli olarak anne ve babanın çocuğa masal okuduğu evlerde yetişen çocukta kitap aşkı yerleşecektir. Masal anlatmaktan ziyade masal okumanın çocuğun zihnine şöyle bir mesaj verdiğini hatırlamakta fayda var. “Annemin babamın bahsettiği o güzel kahramanlar demek ki şu iki kapaklı karton nesnenin içinde, ben de hemen okumaya geçip o dünyaya dalmalıyım.”
Okuma etkinliklerinde
* Sence masalın kahramanı ne düşünmüştür? gibi düşünceye yönelik sorular,
* Sence masalın kahramanı ne hissetmiştir? gibi duyguları anlamaya yönelik sorular,
* Sen masal kahramanının yerinde olsaydın ne yapardın? gibi empati becerisini geliştirmeye yönelik sorular bilinçli dinleme ve okuma becerisine katkı sağlayacaktır. Üstün zekalı çocuklar meraklıdır, bu yüzden de çok soru sorarlar. Onların sorularına verilen tepkiler de öğrenme heveslerinin kalıcılığı açısından çok önemlidir. Çocukların tüm soruları desteklenmeli ve memnuniyetimiz ifade edilmeli. Sorulara hemen cevap vermek yerine onları düşünmeye sevk etmek bilginin kalıcılığını sağlayacaktır. “Sence ne? Sen olsan ne yapardın? Düşün bakalım” gibi karşı sorularla cevapları onların bulmasına yardımcı olmak gerekir.
Üstünler geleceğin mucitleri olabilir
Üstün zekalı çocuklar zengin bir hayal gücüne de sahiptir. Onların sıra dışı ve zengin düşünce yapıları desteklenirse geleceğin mucitleri olabilirler. Aile ya da eğitimcilerin “icat çıkma, eski köye yeni adet getirme, hayal kurma, gerçekçi ol, ayakların yere bassın” gibi cümleleri çocukların üretkenlik becerilerini körelten ifadelerdir. Bugün hayatımızı kolaylaştıran pek çok icadın zamanında çılgınca görülen fikirlerden doğduklarını unutmadan çocuklarımızın bize uçuk kaçık gelen ifadelerine saygı duymamız ve desteklememiz gerekir.
Sonuç olarak üstün zekalı çocukların;
* Korkutucu olmayan bir aile atmosferinin sağlandığı, çocuğun üretkenliğine zeminin hazırlandığı, açık, yargıl ayıcı olmayan tutumun takınıldığı,
* Orijinaliteyi uyarmak için çocuğun çevre sinde eğitici ve uyarıcı materyallerin bulundurulduğu,
* Ender rastlanan düşüncelerin üretilmesine yol açan yeni düşünce üretimlerinin ödüllendirildiği,
* Alıştırma yapma fırsatlarının sunulduğu,
* Orijinalliğin mümkün olduğu kadar aile tarafından örneklendiği,
* Çok sayıda ve farklı soru sorma fırsatının sağlandığı,
* Düşüncelerine saygı duyulduğu ve düşünmeye özendirildiği,
* Düşüncelerinin asla yargılanmadığı
Aile ortamlarında mutlu olacağı ve gelişeceği bilinmelidir.
?