Çocuklar ve Yetenekleri
|Çocuklar ve Yetenekleri
Arkadaşlar Klinik Psikolog Tuba Erzan Kıran’ın yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Yetenek, en sade tanımıyla bir kimsenin bir şeyi anlama ya da yapabilme kabiliyeti olarak tanımlanmaktadır. Anlamak ve yapmak için, çocukların doğuştan gelen potansiyelleri temel olsa da bir konunun üzerinde çalışmak da yeteneği geliştiren önemli bir süreçtir. Çocuğun yetenekli olduğu konuyla o konu üzerinde çalışmanın bir araya gelmesi, şüphesiz, ortaya çıkacak ürünün niteliğini artırır. Bununla birlikte, bir çocuğun sadece yetenekli olması, belirli bir alanda “başarılı” olacağını göstermez. Örneğin, bir çocuk yaşıtlarından çok daha iyi düzeyde boyama yapıyor, resim yapmaktan da mutluluk duyuyor olabilir. Bu durumda, bu çocuk resim konusunda mutlaka eğitim mi almalıdır? Bu, belki de bir “gereklilik” değildir.
Günlük yaşamımızda pek çok şeyi zevk alarak, geri kalanını da birtakım “zorunluluklar” nedeniyle yapmaktayız. Bu nedenle, zevk alarak yaptığımız her şeyi, mesleki bir yeteneğe dönüştürmemiz gerekmez. Yani, çocuğunuz iyi resim yapan ya da müzik kulağı olan ama sanat dışında başka bir mesleğe sahip birisi olabilir. Bunlar, mesleğini yapmaya devam ederken onun yaşamla bütünleşmesini sağlayan keyifli araçlara dönüşebilir.
Çocuğunun yeteneğini fark etmek isteyen bazı aileler, onu eş zamanlı olarak spor, tiyatro, bale gibi pek çok aktiviteye gitmesi yönünde teşvik etmektedir. Bu noktada ailenin ihtiyacının ön plana çıktığını ve çocuğun ihtiyaçlarını gölgelediğini söylemek mümkün olur. Çünkü “en iyi” amaçlarla hareket eden aile, çocuğunun yaşamda devam edeceği yolu olabildiğince renklendirmek ve kolaylaştırmak gayretinde iken bazen durum tam tersi olabilmektedir. Bu anlamda çocuğumuzu yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek isterken kendi ihtiyaçlarımızla onların ihtiyaçlarını birbirine karıştırmamaya dikkat etmemiz oldukça önemli olacaktır.