Çocuklarda Dil ve Konuşma Sorunlarıyla Sıklıkla Karşılaşıyor musunuz?
|Çocuklarda Dil ve Konuşma Sorunlarıyla Sıklıkla Karşılaşıyor musunuz?
Arkadaşlar çocuklarınızın dil gelişimiyle ilgili sorunlarına cevap bulabileceğinizi düşündüğüm Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Sümeyra Öztürk’ün yazısını sizlerle paylaşıyorum.
İletişim kurmak insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Çocukların birçoğu herhangi bir sorun yaşamadan ve özel çaba sarf etmeden konuşma ve dil gelişimini tamamlar. Ancak ne yazık ki, bazı çocuklar dil ve konuşma gelişiminde yaşıtlarının gerisinde kalmaktadır. Bazı durumlarda çocuktaki dil ve konuşma gecikmesi zihin engeli, işitme engeli, otizm sendromu gibi gelişimdeki herhangi bir gerilikten kaynaklanabilmektedir.
Dil ve konuşma bozuklukları çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Gelişim geriliği, yarık damak dudak, işitme engeli, zihin engeli, otizm spektrum bozuklukları, down sendromu, nörolojik hastalıklar, inme, beyin hasarı, öğrenme bozukluğu bu nedenlerden bir kısmıdır.
Çocukta Dil ve Konuşma Problemlerinin Ne Gibi Etkileri Gözlemleniyor?
Dil ve konuşma bozukluğunun kaynağı ne olursa olsun çocuk kendisinin anlaşılmadığını ya da reddedilmiş hissedebilir, hayal kırıklığı yaşayabilir. Hatta iletişim kurmaktan kaçınarak, içe kapanabilir. Herhangi bir okul ya da kreşe devam eden çocuklar ise yaşıtları kendilerini anlamadığı ya da dalga geçtikleri için özgüven kaybı yaşayabilir ve iletişim kurmaktan kaçınabilirler.
Aileler Ne Zaman Bir Sorundan Şüphelenmelidir?
Çocukların içinde bulundukları yaşa göre edinmesi gereken dil ve konuşma becerileri vardır. Her çocuktaki dil ve konuşma gelişimi aynı olmasa da, genelde çocuklar belli yaş aralığında ortak beceriler sergilerler. Ebeveynler çocuklarının sahip olduğu dil ve konuşma becerileri denk geldiği grupla karşılaştırarak herhangi bir problem olup olmadığını anlayabilirler. Böyle bir durumda değerlendirme için uzman bir dil ve konuşma terapistine başvurmalıdırlar. Çocuklarda hangi yaş aralığında ne gibi beceriler beklenmesi gerektiğinden kısaca bahsedeceğim. Böylece aileler çocuklarını yaş grubuyla karşılaştırarak bir gecikme olup olmadığını tahmin edebilirler.
1-2 yaş aralığındaki çocuk basit objeleri adlandırır, yeni sözcükler edinir ve bu sözcükleri iletişimde kullanır, iki sözcükten oluşan cümleler kurar. 2-3 yaş aralığındaki çocuk iletişim esnasında zamir kullanır, 3 sözcükten oluşan cümleler kurar ve sohbet eder. 3-4 yaşındaki çocuk 4-5 sözcükten oluşan cümleler kurar, 800-1500 sözcük kullanır, basit öykü anlatır. 4-5 yaşındaki bir çocuk 1000, 2000 ve daha fazla sözcük kullanır, karmaşık cümleler kurar, çeşitli soru kalıplarını kullanır, deneyimlerini anlatır.
Dil ve Konuşma Probleminden Şüphelenen Aileler Ne Yapmalı?
Aileler genellikle çocuklarıyla ilgili endişelerini çevreleriyle paylaştıklarında ‘’4 yaşına kadar bekle konuşur”, “Benim oğlumda kekeliyordu, kendiliğinden geçti”, “Okuma-yazma öğrenince düzelir”, “Oğlum da hiç konuşmuyordu, birden dili açıldı” gibi cümleler duyarlar ve bunun sonucunda bir uzmana başvurmayı ertelerler. Ancak her çocuk birbirinden farklıdır ve dolayısıyla dil ve konuşma gelişimleri farklı olacaktır. Erken teşhis her zaman terapiden alınan yararı arttırır. En önemlisi de dil ve konuşma problemleri zihin engeli, otizm sendromu ve nörolojik bozukluk gibi durumların nedeni olarak ortaya çıkmış olabilir. Ailelerin erken başvurusuyla bu gibi problemler de erken teşhis edilmiş olur. Ayrıca, okul dönemine kadar devam eden dil ve konuşma problemleri çocuğun akademik olarak yaşıtlarının gerisinde kalmasına ve çoğu zamanda arkadaşları tarafından anlaşılmadığı için sessizleşerek kendi içine kapanmasına ya da hırçınlaşmasına neden olacaktır. Dil ve konuşma problemi çocukta düşük özgüvene, içe kapanmaya, davranış sorunlarına ve sosyal problemlere yol açabilir. Bu nedenlerden ötürü çocukta herhangi bir dil ve konuşma probleminden şüphelenen ailelerin zaman kaybetmeden uzman bir dil ve konuşma terapistine başvurmasını öneriyorum.
Dil ve Konuşma Terapisti Ne Yapar?
Uzman dil ve konuşma terapisti terapide çeşitli tekniklerden yararlanarak çocuğun dil ve konuşma gelişimini yaşıtlarıyla aynı ya da yakın düzeye getirmeyi hedefler. Terapiye ne kadar erken başlanırsa çocukta kendini ifade etme ve karşısındakini anlama o kadar hızlı gelişir. Erken müdahale ile terapiden alınan yararın artmasının yanı sıra dil ve konuşma problemlerinin okul dönemine sarkmasının önüne geçilmesi hedeflenir.
Uzman Dil ve Konuşma Terapistine Nasıl Ulaşılabilir?
Ne yazık ki dil ve konuşma terapisi ülkemizde yeni gelişen bir alan olduğu için çok fazla suistimale uğramaktadır ve bu alanda yetkin olmayan kişiler tarafından terapi yapılmaktadır. Türkiye’de bu eğitim lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde Anadolu Üniversitesi-Dilkom’da verilmektedir. Bir dil ve konuşma terapistine başvurduğunuzda kesinlikle mezun olduğu bölümü ve üniversiteyi inceleyin. Eğer yurt dışında eğitim almış bir DKT’ye başvurduysanız da eğitiminin ülkemizde denkliği olduğundan emin olun.
Aileler Çocuklardaki Dil ve Konuşma Gelişimini Desteklemek İçin Neler Yapabilir?
Ailelerin çocuklarıyla kurduğu iletişim çok önemlidir. Kurdukları iletişimi doğru şekilde şekillendirerek çocuktaki dil ve konuşma gelişimini destekleyebilirler. İletişim esnasında çocuğun dil ve konuşma gelişimine uygun sözcükler ve cümleler kullanmak, göz teması kurmak, abartılı jest, mimik ve ses efektleri kullanmak ve sıra alarak konuşmak önemlidir. En önemlisi de her iletişim fırsatını değerlendirmektir. Örneğin çocuk istediği oyuncağı parmağıyla gösterdiğinde ebeveyni adını söylemeden ve isteğini dile getirmeden o oyuncağı çocuğa vermemelidir.
Ebeveynlere bir diğer tavsiyem de çocuklarına televizyon izletmemeleridir. Televizyon izlemenin çocuğun dil ve konuşma gelişimini olumsuz yönde etkilediği yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bundan dolayı televizyona zaman ayırmak yerine çocukla iletişim kurmak, kitap okumak ve oyun oynamak faydalı olacaktır. Bu saydığım etkinlikler çocuğun dil ve konuşma gelişimini destekleyecektir.
Oyun oynarken ve kitap okurken önemli olan çocukla etkileşim içinde olarak, aktif katılımının sağlanmasıdır. Ayrıca çocuğun ilgisine odaklanmak da öğrenme sürecini olumlu yönde etkileyecektir.