Çocukları Duymak Yetmez, Dinlemek Lazım
|Çocukları Duymak Yetmez, Dinlemek Lazım
Arkadaşlar Çocuk Gelişim Uzmanı Emine Ergün ‘ ün yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Çocukların en büyük keyfi anne babalarına sürekli olarak bir şeyler anlatmaktır. Okulda yaptıklarını, arkadaşları ile yaptıklarını, televizyonda izledikleri bir filmi anlatmaktan çok büyük zevk alırlar.
Tabi anlatmak kadar dinlenmek de onlar için önemlidir. Aslında dinlenmek biz yetişkinler için de çok önemlidir. Bizler de bir arkadaşımıza ya da eşimize bir konudan bahsederken “Seninle konuşuyorum, yüzüme bakar mısın” diye uyarıda bulunuruz.
Ama ne gariptir ki, karşı taraftan beklediğimiz özeni, zaman zaman kendi çocuklarımıza göstermeyiz. Çocuklarımızı dinlerken, iletişimin en önemli basamağı olan göz kontağını olması gerektiği gibi önemsemeyiz. Hatta bazen onları dinlemek bile bize zor gelir.
Oysa bir çocuk o kadar heveslidir ki anne/babasına gün içinde yaptıklarını anlatmaya. Heyecanla anne/babasının yanına gelir ve nefes bile almadan anlatmaya başlar.
Anne/ baba ise bazen kendi işi ile meşguldür, bazen de televizyona dalmıştır. Böyle bir durumda çocukların yaptıkları tipik bir davranış vardır. Çocuk anne/babasının çenesinden tutar ve yüzünü kendi yüzüne doğru çevirmeye çalışır. Bu hareket anlam olarak şunu içerir “Bana bak, beni dinle, bana değer ver”
Biz anne/babalar ise bazen günün yorgunluğu bazen de başka nedenlerden dolayı çocuğumuzun bu hareketine kızgınlık ile karşılık verebiliriz. Bu kez çocuğun öfkesi daha da artar.
Peki çocukları aktif dinlemek nasıl olmalıdır. İşte birkaç ipucu:
• Çocuğunuz size bir şey anlatmaya başladığında eğer ilgilendiğiniz başka bir işiniz yoksa, onu dinlemeye başlayabilirsiniz.
• Eğer o anda ilgilendiğiniz ve bırakamayacağınız önemli bir işiniz varsa, hem işinizi yapıp hem de çocuğunuzu dinlemek yerine, işinize kısa bir süre ara verin ve çocuğunuza “Seni dinlemeyi çok istiyorum, anlatacaklarını merak ediyorum, bana izin ver işimi bitireyim, sonra seni dinleyeceğim” diyebilirsiniz. Burada önemli olan bu açıklamayı çocuğa yapmak kadar, sonrasında sözünüzü tutarak çocuğunuzu dinlemek adına kendinize ve ona zaman ayırmanızdır.
• Çocuğunuzu dinlerken onunla göz kontağı kurmanız çok önemlidir. Dinleme sırasında kurulan göz kontağı, “Seni önemsiyorum, sen benim için değerlisin, anlattıkların da değerli” mesajı vermektedir.
• Çocuğunuz sizinle konuşurken sizin televizyon izlemeniz, kitap okumanız ya da başka biri ile sohbet etmeniz ise değersizlik duygusu yaratabilir.
• Çocuğunuz sizinle konuşurken mümkün olduğunca sözünü kesmemeye çalışın. Araya girmeniz gereken durumlarda, onu anlattıkları ya da söyledikleri için eleştirmeden, yargılamadan siz de düşüncelerinizi ifade edebilirsiniz.
• Çocuğunuzla konuşurken tercihen ikinizin de oturur pozisyonda olması önemlidir. Bu, hem göz kontağı kurmanızı kolaylaştırır hem de konuşmanızın daha sıcak bir ortamda geçmesini sağlar.
• Çocuğunuz ile konuşmanız bittiğinde size anlattığı şeyler ile ilgili “Seninle sohbet etmek çok güzeldi” diyerek ona olumlu geri bildirim vermenizde fayda olacaktır.
Tüm bunlar göz önüne alındığında aslında, çocuklarla konuşmak ile yetişkinlerle konuşmak arasında ciddi farklar yok. Her ikisinde de iletişimin temel kuralları çok önemli.
İletişim sadece bir tarafın konuşması, diğer tarafın dinlemesi değildir.
İletişim çocuğu duyma demek değildir.
İletişim çocuğu duymak kadar dinlemektir.