Dahi Çocuk Yetiştirme Teknikleri
|Dahi Çocuk Yetiştirme Teknikleri
Arkadaşlar, çocuklarımızın küçük yaşlarda algılarının geliştirilmesi ileriki dönemlerinde potansiyellerinin artışına neden olur. Dr. Didem Rümeysa Sezginer’in bu konudaki yazısını sizlerle paylaşıyorum.
İnsan, dış dünyayı duyu organları ile anlamlandırır. Çevremizden alacağımız tüm mesajları algı sistemleri dediğimiz duyu organlarımızla alırız. Bunlar, hepimizin bildiği gibi görme, işitme, dokunma, tatma ve koku alma duyularımızdır. İletişimde, öğrenmede ve pek çok insani ilişkide algı sistemlerimizin etkinliği önemlidir; özellikle görsellik, işitsellik ve dokunsallık.
Dâhilerin En Önemli 2. Özelliği; görsel, işitsel ve dokunsal algılarının hepsinin birden geliştirilmiş ve çok etkin olmasıdır. Bunun için anne babaların verimli değerlendirmesi gereken 2 süreç vardır.
1- Kurulum Süreci: 0-2 yaşlar arası
2- Gelişme Süreci: 7-14 yaşlar arası
0-2 YAŞ SÜRECİNDE NE YAPMALIYIZ?
Dış dünya alıcılarımızla ilgili tüm sistemler özellikle 0-2 yaş sürecinde kurulur. Bu dönem, “kurulum dönemi” olduğundan anne babalarımıza büyük görevler düşer. Çocuklarımızın bol bol görsel, işitsel ve dokunsal uyarana muhatap edilmesi, yapılabilecek en önemli şeydir.
Maalesef bazı esir çocuklar üzerinde yapılan deneyler, algı kanallarının insan hayatındaki vazgeçilmezliğini göstermektedir. Bu vahşice deneylerde, yeni doğmuş çocuklar hiçbir görsel uyarana maruz kalmayacakları karanlık hücrelerde, tamamen sesten yalıtılmış bir şekilde ve sadece temel ihtiyaçlarını giderecek kadar dokunulmak suretiyle tutulmuşlardır. 2 yaşına kadar bu şartlarda bekletilen çocukların, 2 yaşına geldiklerinde vefat ettikleri görülmüştür. Demek ki; alıcılarımızın uyaranlarla beslenmesi varlık ihtiyacımızdır.
7-14 YAŞ SÜRECİNDE NE YAPMALIYIZ?
Algı sistemlerinin tümü hepimizde vardır. Gözü olanın görsel algısı, kulağı olanın işitsel algısı olması vs. kaçınılmazdır tabii ki. Bize düşen, bu alıcılarımızı stratejik uyaranlarla besleyip geliştirmek ve hepsini birlikte etkin bir konuma getirmeye çalışmaktır. Bu çaba, çocuklarımızın algılama ve kavrayış kapasitelerini yükseltecek ve üretken zekâlarını da olumlu tetikleyecektir.
Gelişim sürecinde görsel uyaranla daha çok muhatap olan bir çocuğun görselliği aktive olur. İşitsel uyaranla beslenenin işitselliği öne çıkar, dokunsallığı yoğun yaşayan ise dokunsallığa yönlendirilmiş olur. Diğerleri ise körelmeye yönelir. Bizim istediğimiz ise tümünü birden alarma geçirebilmek, çocuklarımızın alıcılarının hepsinin birden etkin bir şekilde açılmasına gayret etmek. Bunun için bu süreçte yapılabilecek birkaç pratik uygulama verelim, değerli anne-babalar.
İŞİTSELLİĞİ GELİŞTİRMEK İÇİN 5 UYGULAMA
Zengin işitsel uyaranla besleyelim çocuklarımızı. Bu sefer de sesler dünyasında ,”FARKI FARK ETTİRELİM”. Ses değişikliklerini, ses düzeyindeki iniş ve çıkışları, hızdaki artma ve azalmaları vurgulayalım.
– Dışarı çıkaralım. Birbirinden farklı kaynaklardan gelen kaç çeşit ses bulabileceğini soralım. Tespit etsin, meselâ;
1-araba sesi, 2-kuş sesi, 3- motor sesi, … v.s. Bu çalışmayı bir de gözleri kapalı yaptıralım. Bakalım gözlerini kapatınca hassasiyetinde bir artış oluyor mu?
– Kendi konuşmalarımızda tekdüze bir ses tonunda ve yüksekliğinde konuşmayalım. Devamlı sesimizde özellikle, ton, yükseklik ve hızında değişiklikler yapalım.
– İşitselliğini zengin bir şekilde uyaracak, ses kaynakları bulalım. Enstrüman aletlerinin kulaklarımızı farklı şekilde uyardıklarını fark ettirelim.
– Bir enstrümanla bir melodi çalalım. İkinci kez çaldığımızda bir notasını farklı sunalım. Değişiklikleri tespit etmesini sağlayalım.
– Bol bol körebe oyunları oynayalım. Gözler kapalıyken seslere odaklanarak, tüm dikkatini kulaklarına vermesini sağlayalım.
GÖRSELLİĞİ GELİŞTİRMEK İÇİN 5 UYGULAMA
Yine zengin görsel uyaranla besleyelim çocuklarımızı. Özellikle bu süreçte, “FARKI FARKETTİRELİM”. Görüntüler arası, şekiller arası ve hatta renklerin tonları arası farkları vurgulayalım. Ayırt edebilmesine yardımcı olalım.
– Yolculuk yaparken bir renk verelim. O renkten olan objeleri bulmasını isteyelim. Hatta renklerin tonlarını soralım. En açık tonda hangisiydi? En koyu tonda hangisiydi? Bir rengin çeşitli tonlarını gösterelim. Farkları hissettirelim.
– Bir şekil verelim. “Kare” mesela, kare objeleri bulmasını isteyelim. Dikdörtgen şekilli tespitlerini kabul etmeyelim. Göz hassasiyetini geliştirmeye çalışıyoruz çocuğumuzun, bu yüzden tam olarak istediğimiz şekli bulmaya odaklanmalı.
– Bir vitrin önünde, 10 saniye süreyle içindeki değişik eşyalara bakmasını isteyelim. Sonra bize dönüp saymasını sağlayalım. Bir şey söylediğinde; onun rengini, büyüklüğünü ve tüm görsel özelliklerini soralım.
– Eksiklikleri tespit edebilmesi için yeniden vitrine dönmesini isteyelim. Bu sefer 5 saniye süre ile baksın. Sonra yeni fark ettikleri ile ilgili bize bilgi versin.
– Bir manzarayı dikkatle odaklanarak izlemesini sağlayalım. Görüntüler ile ilgili tespitlerini öğrenelim. 2 saat sonra aynı görüntüye bakmasını ve önceki görüntü ile arasındaki farkları bulmasını isteyelim.Yeni bir şey eklenmiş mi manzaraya? Bir şeyin şekli değişmiş mi? Bir şeyin rengi değişmiş mi?
DOKUNSALLIĞI GELİŞTİRMEK İÇİN 5 UYGULAMA
Dokunma duyusunu yine zengin uyaranlarla muhatap edelim çocuklarımızın. Özelikle elleriyle dokunsal olarak; “FARKI FARKETTİRELİM”. Dokunduğu objeyi, tüm ayrıntılarıyla hissetmesine çalışalım. Sıcaklık-soğukluk, sertlik-yumuşaklık, pürüzlülük-pürüzsüzlük gibi dokunmayla anlaşılacak öğeleri hissettirelim. Duygularını da fark etmesini sağlayalım.
– Dışarı çıkaralım. Çevredeki her şeye dokunmasını isteyelim. Dokunarak sıcaklıklarını hissetsin meselâ. Sıcak olan şeyleri tespit etsin ve soralım, “hangisi daha sıcak?” İki eliyle dokunsun iki farklı şeye ve aralarındaki ısı farkını hissetmeye çalışsın.
– Evimizde eşyalarımıza dokunsun. Sertlik ve yumuşaklık hissini yaşamasını isteyelim. En sert şeyi bulsun. Sonra bu uygulamayı gözleri kapalı olarak yapmasını isteyelim. Bakalım yine gözlerini kapatmasıyla, hassasiyeti artıyor mu?
– Gözleri kapalı olsun. Eline bir eşya verelim. Sadece dokunarak, ne olduğunu anlamaya çalışsın. Hemen anlaşılacak bir şey olmasın ama sunduğumuz. İyice elleriyle hissetsin tanımlayabilmek için.
– İrili ufaklı taşlar ve kumdan oluşan bir karışımı bir kapta eline verelim. Hiç bakmadan, sadece dokunarak onları büyüklüklerine göre sınıflandırmasını isteyelim. En büyükler, biraz küçükler… v.s. 5 kategoride sınıflandırsın mesela çok güzel olur. Farklılıkları elleri ile iyice hissetsin.
– Bol bol körebe oyunları oynayalım. Gözleri kapalıyken, çevreye dokunarak evin içinde dolaşıp nerede olduğunu, dokunduğu şeylere göre devamlı fark etmesini sağlayalım. Çocuklarımızın inanılmaz potansiyellerine ne kadar katkıda bulunabilirsek; anne baba olarak üzerimize düşeni yapmış oluruz. Onlar için; hiç durmadan gelişelim, geliştirelim.