Ödev İçin Öneriler
|Ödev İçin Öneriler
Arkadaşlar Uzman Ercan Tekin’in yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Eylül geldi ve söylenmeler de başladı: “Ödevden nefret ediyorum!” “Bu matematik çok kafamı karıştırıyor!” “Ödevle saatlerce uğraşmam gerekiyor!” Ancak bu yazıda bahsedeceğim söylenenler çocuklar değil, anne babaları.
Burada hiç de doğru olmayan bir şeyler var. Ödevin çocuklarımız için olduğunu biliyoruz. Ama genellikle biz ebeveynler de bu konuda sorumluluk alıyoruz, çünkü sanırım çocuklarımızın öğrendiğini ve başarılı olduğunu görmeye çok istekliyiz. Açıkçası bazen eğer onlara ödev yaptırmazsak o ödevlerin asla yapılmayacağını düşünüyoruz.
Siz de kendinizi ödev “bataklığında” saplanıp kalmış gibi hissediyorsanız, aşağıdakileri yapmayı deneyebilirsiniz:
1. Kendinize hatırlatın: Çocuğum becerebilir. Becerikli olmak parlak ve zeki olmak demek değildir. Mükemmel olmak demek de değildir. Motive olmak ya da organize olmak ya da azimli olmak demek hiç değildir. Eğer çocuğunuza şans verilirse bir şeyler yapabilecek, hatta belki de farkında bile olmadığınız kadar fazla şey yapabilecek demektir.
2. Beklentiler ortaya koyun. Çocuğunuz okul ödevlerinin önemli olduğunu bilmeli. Ve ondan elinden gelenin en iyisini yapmasını beklediğinizi de bilmeli. Ebeveynlerinin öğrenmeyi bir öncelik olarak gördüğünü, okul yükümlülüklerini yerine getirmesinin önemli olduğunu bilmeli. Genel olarak çocuğunuzun, testler ya da öğretmenler ya da okul hakkında şikayet ettiğinizi duymasına izin vermeyin. Eğer bu büyük sorularla ilgili sorunlarınız varsa, bunu okulla halledin, çocuğunuzla değil.
3. Ödev önce gelir. Bu, ödev istisnasız olarak her zaman yemekten ya da biraz oyundan önce gelir anlamına gelmiyor. Eğer ödev bitirilmemişse, ekran ya da daha fazla oyunun bir seçenek olamayacağı kadar önemli bir öncelik olduğu anlamına geliyor. Çocuğunuzun okul dışı yükünü de dikkatlice göz önünde bulundurmayı unutmayın.
4. Okul çantalarına dokunmayın. Eğer geçmişte ödeve yoğun bir şekilde müdahil olduysanız, bu, başlangıç için bir adımdır. Çocuğunuza bir ödevi ya da size okuldan gönderilen bir takım belgeler olup olmadığını sorun. Ama içini kontrol etmek ya da boşaltmak için çantalarının fermuarını açmak konusunda kendinizi durdurmaya çalışın. Kendi öğle yemeği kutularını dışarı çıkarabilir, çantalarındaki dosyaları boşaltabilirler ve size hangi ödevleri olduğunu söyleyebilirler. Bu, okulun sizin değil onların işi olduğu fikrini güçlendirecektir. Kendinizi, “Bir tane matematik çalışman, bir de kelime yazımı çalışman var. Hadi gel oturup birlikte yapalım” derken bulmayın sakın. Bunun yerine şunları söyleseniz daha iyi olur:” Kardeşinle oyun oynamadan önce bitirmen gereken ödevin var mı? Çantanı boşalt da kontrol et.”
5. Yanlarında olun. Çocuklar ödev yaparken ebeveynin görevi, çocuğun yanına oturmak, her soruyu ya da matematik problemini onunla birlikte okumak değildir. Bizim görevimiz sadece etraflarında olmak, o sırada kendi işlerimizi (fatura ödemek, akşam yemeğini hazırlamak, çamaşırları katlamak, e-mail yazmak ve yaptığınız diğer pek çok işi) yapmak ve çocuk bir konuda sıkıştığında orada olmaktır. Bir soruda tam olarak ne sorulduğunu netleştirebilir, sözlükte kelimelere bakmaya yardım edebilir, eğer ikimiz de konuyu çözemiyorsak öğretmene not yazabilir ve buna benzeyen pek çok küçük şeyi yapabiliriz.
6. Zorlanmak normaldir. Çoçuklarımıza sıkıştıklarında yardım etmek için yanlarında oluruz, ama onların ödevine baştan sona rehberlik etmek ya da doğru cevabı vermek için değil. Bir çocuğun öğrenmek için biraz zorlanmaya ihtiyacı vardır (ama aşırı değil). Eğer bir soruyu daha dikkatli okurlarsa ya da bir problemi farklı bir şekilde ele alırlarsa, cevabı kendi başlarına da bulabilirler. Bu matematikte de hayatta da böyledir. Ve bu azmi ve yaratıcı düşünmeyi geliştirmek için en ideal zaman şu andır.
7. Hata yapmalarına izin verin. Eğer ödevlerini yapmayı (ya da okula getirmeyi) unuturlarsa, darmadağınık bir ödev yaparlarsa ya da problemleri yanlış bir şekilde çözerlerse, buna izin verin. Kötü not almalarına ya da okuldaki bir ayrıcalık hakkını kaçırmalarına izin verin. Öğretmenin çocuğun gerçek çalışmasının ne olduğunu, neyi anlayıp neyi anlamadığını bilmesine izin verin. Yaptıkları çalışmanın kendilerinin olması mükemmel olmasından çok daha önemlidir. Eğer her yanlış yazılmış kelimeyi silmekte ya da kendi bildiğiniz şekilde yapmakta ısrar ederseniz, heyecanlarının nasıl kaybolduğunu ve ödevlerini sahiplenmekten nasıl vazgeçtiklerini görürsünüz. Unutmayın, siz eğitim ve ödev hakkındaki beklentilerinizi ona bildirdiniz, ödevlerini dikkatlice bitirmeleri konusunda onları teşvik ettiniz. Şimdi artık okul sorumluluklarını yerine getirmek onların bileceği iş, sizin değil.
8. Öğretmen-çocuk ilişkisini destekleyin. Çocuğunuzun öğretmeniyle özel bir “ortaklığı” bulunur. Eğer bu öğretmen-öğrenci ilişkisinin bir adım gerisinde durursanız, öğretmeninin beklentilerini karşılamak için sorumluluk alacakları için çocuğunuzun sorumluluk duygusunun artacağını göreceksiniz. Çocuklarım hata yaptığımda bunu bana söylemekten korkmazlar: “Hayır anne, öğretmenim böyle yapmamı söyledi!” O zaman ben de geri çekilirim. Çünkü yükümlülüklerini sahiplendiklerini görmekten mutluluk duyarım.
9. Ne zaman müdahale etmeniz gerektiğini bilin. Ödev, minimum ebeveyn desteğiyle çocuk tarafından bitirilebilmelidir. Eğer durum, ödevi gerçekten çocuk yaptığı halde ve çocuğunuz oyalanmadığı halde bu şekilde ilerlemiyorsa, o zaman öğretmenle konuşmanın zamanı geldi demektir. Belki de çocuğun şimdilik daha kolay bir ödeve ihtiyacı vardır ya da ekstra yardıma ya da özel derse. Belki de verilen ödev onun yaşına uygun miktarda değildir. Belki de çocuğunuzun, ödeve ve genel olarak okula farklı bir yaklaşım gerektiren özel öğrenme gereksinimleri vardır. Bunlar çocuk değil ebeveyn boyutundaki problemlerdir. Eğer durum buysa, mutlaka müdahil olun.
Başka bir ebeveyn problemi de nedir biliyor musunuz? Okul ödevlerinin sorumluluğunu çocuklarımıza bırakmaya katlanmak gerekliliği. Fen projelerini, kitap raporlarını ya da geometriyi bir şekilde kendi başlarına anlamayı başaracaklardır. En azından çoğunu anlamayı. Ve bu süreç en sonunda onların yararına olacaktır.
Ve sanırım bunun biz ebeveynlere de hiçbir zararı olmayacaktır.