Özgüveni Olan Çocuk Kendini Değerli Görür, Yeteneklerinin Ne Olduğunu Bilir
|Özgüveni Olan Çocuk Kendini Değerli Görür, Yeteneklerinin Ne Olduğunu Bilir
Arkadaşlar Özel Alev Anaokulu – Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi tarafından hazırlanan yazıyı sizlerle paylaşıyorum.
Özgüveni olan bir çocuk kendini değerli görür, yeteneklerinin ne olduğunu bilir, sınırlarını bilir, hayatta karşılaştıklarıyla baş etmeyi bilir ve kendisiyle barışık olur. Özgüven; kendi yeteneklerine ve kendi benliğine olan güven duygusudur.
Çocuklar, özgüveni gelişmiş olarak doğmazlar ancak aralarından bazıları özgüvenlerini geliştirmeye daha yatkın olur. Özgüvenin oluşması bir gelişim sürecidir ve bu zaman alır. Birçok kişide bu süreç yetişkinliğe kadar uzayabilir.
Yeni doğmuş bir bebek, henüz kendisinin ve hayatının farkında değildir, fakat hemen ilk günlerden itibaren içgüdüsel olarak bebek kendini geliştirmeye hazırdır. İlk yıllardaki anne-baba-çocuk arasındaki ilişki, çocuğun kendine değer vermesi konusunda etkilidir. Anne baba çocuğa destek olur, yardım eder ve her gelişim aşamasına özen gösterirse çocuğun özgüven gelişimine yardımcı olurlar. Sevgi dolu yetiştirilen bir çocukla, bazı nedenlerden dolayı daha az sevgi ve ilgi gören bir çocuğun kendine değer verme gelişimi farklıdır.
Çocuk, yaklaşık bir yaşından itibaren bir birey olduğunu keşfeder. Kendini tanımaya başlar ve hem kendine hem çevresine güven duymayı öğrenir. İlk yıllarda çocuk, kendi benliğinin farkına varır. Bu farkındalık, ‘nasıl görünüyorum’la başlar. Yavaş yavaş vücudunu tanır ve neler yapabileceğini öğrenir. Kendini başkalarından ayırmayı öğrenir. Kız-erkek ayırımını, çocuk-yetişkin ayırımını ve insanlar arasında daha birçok şeyin ayırımını öğrenir. Farkındalık, bu şekilde ‘nasıl görünüyorum?’dan ‘neler yapabilirim?’ ve ‘neler yapabiliyorum?’ sorularıyla gelişir. Bu aşama, okul öncesi döneme denk gelir ve çocuğun farkındalığı kendi yaşadıklarıyla gelişir. Yavaş yavaş hisleri ve fikirleri ortaya çıkar, içsel farkındalığa yönelir. Artık ‘nasıl görünüyorum?’ ve ‘neler yapabiliyorum?’ sorularından çok ‘nasıl hissediyorum?’ sorusuna cevap arar.
Çocuğun yaşı ilerledikçe, çevrenin kendisini nasıl değerlendirdiği de, benliğinin oluşumunda rol oynar. Çocuk, çevresindekilerin kendini yargıladığını görür ve bunun kendi yaşanmışlığıyla ve fikirleriyle aynı olmadığını fark eder. Çevrenin bu yargıları, çocuğun kendi benliğinin oluşumunu çok etkiler. Bu etkinin derecesi çocuğun karakterine de bağlıdır; kimi çocuk çevresindeki tepkilere ve değerlendirmelere karşı daha hassas olur ve umursar, kimi çocuk da daha az umursar. Aynı zamanda çevrenin tepkisinin derecesi de çocuğun karakterine bağlıdır. İçedönük, utangaç bir çocuk, dışadönük bir çocuğa göre daha az tepkiler ve değerlendirmeler alır. Bu durumda, içedönük olan çocuk daha az tepki aldığı için, kendini ifade etme konusunda çok fazla desteklenmemiş olur, o zaman da istem dışı olarak çocuktaki farkındalık ve kendi benliği negatif yönde gelişebilir.
Bu dönemde, çocuk çevresindekilerin beklentilerine göre de davranabilir. Arkadaşlığın önemi ve çocuğun bir grup içinde (arkadaş grubu) yer alması artar. Çocuk bu durumda çevresinden (arkadaşlarından) aldığı değerlendirmelere göre davranır. Bu, çocuk için kafa karıştırıcı olabilir, çünkü arkadaşları tarafından kabul gören bir davranış, anne baba tarafından kabul edilmeyebilir. Bazı anne babalar, çocuklarının çekingen olmasını kabul ederler, fakat aynı çocuk başka yetişkinlerden daha atılgan olması gerektiği tepkisini alabilir. İşte, çevresinden aldığı bu farklı tepkiler arasında çocuk kendi benliğini ve farkındalığını oluşturmaya çalışır.
Özgüven nasıl desteklenir?
Kendini değerli görmesi
Çocuğun özgüveninin iyi gelişmesi için öncelikle kendini iyi hissetmesi ve kendiyle barışık olması gerekir. Çocuğa değer vererek ve çocuğun gelişimine destek olarak, çocukların kendilerini iyi hissetme konusunda ailelerin büyük katkısı vardır.
Beklentilerin yaşına ve seviyesine uygun olması
Ailelerin beklentilerinin, çocuğun gelişim düzeyine uygun olması çok önemlidir. Eğer beklenti düşükse ya da hiç yoksa çocuk kendini geliştirmesi için desteklenmemiş olur. Çocuk ‘nasıl olsa ailem bana beklentilerini yerine getiremeyeceğim için güvenmiyor’ diye düşünür ve kendini hafife alınmış hisseder.
Çocuğun kendisinin bir şeyler yapması çok önemlidir. Çocuk kendi başına bir şeyler yaptıkça ve anne babadan ona güvendikleri hissini aldıkça, o zaman çocuk da kendine güvenmeye başlar. Bununla birlikte, anne babaların yüksek beklentileri, çocuğun öğrenme hevesini ve motivasyonunu düşürür ve bu da çocuğun kendine güvenmemesini sağlar.
Huzur ve güven duyması
Yetiştiği ortamın güvenli olması, kayıtsız şartsız sevgi ortamı olması, düzenli ve belirgin sınırları olan bir ortamın olması, yerinde düzeltmelerin, yönlendirmenin ve desteğin verildiği bir ortamın olması (burada ödüllendirme kullanılabilir), hislerinin tanındığı ve kabul görüldüğü bir ortamın olması, birey olduğunu bildiği ve özel ihtiyaçlarının karşılanacağı ve karşılayabileceği bir ortamın olması, çocuğun özgüveninin gelişmesi için önemlidir.
Davranışlarla örnek olunması
Anne baba olarak çocuğa örnek olmak gereklidir. Özgüveni tam bir anne baba, bunu çocuğa yansıtır. Bu, özgüveni daha az olan anne babanın çocuğuna yardımcı olamayacağı anlamına gelmez, ancak böyle anne babaların özgüvenlerini yansıtmaları için hangi konularda kendilerinden eminlerse o konuları öne çıkarmaları gerekir. Anne babaların hataları olsa bile bunu çocuğa itiraf etmekten çekinmemeleri gerekir. Özgüven, aynı zamanda eksik yönleriyle baş edebilme ve bir şeyleri yapamayacağını söyleyebilme cesaretinin olması anlamına da gelir.
Çocuğa pozitif yaklaşmak özgüveni için çok önemlidir. Eğer anne babalar çocuklarına güvenirlerse çocuk da kendine güvenir ve öğrenmeye daha cesaretli olur. Başka çocuklarla kıyaslamamak bu durumda önemli rol oynar. Her çocuğu kendi çerçevesinde ve kendi imkanları dahilinde değerlendirmek gerekmektedir. Çocuğun kendini bir birey olarak görmesi için ona imkan verilmelidir.
Seçim yapmaları için fırsatlar verilmesi
Anne babalar çocuklarına seçim yapmaları için fırsat vermelidirler. Onların, (küçük) hedefler belirlemelerine ve onlara ulaşmalarına yardımcı olmalı, kendi seçimlerini yaşamalarına izin vermelidirler. Eğer çocuğun kendisi, gerçekçi olmayan bir hedef koymuşsa, anne baba olarak bunun gerçek dışı olduğunu anlatmak (ve göstermek) gerekir. Bunu kabul etmek, çocuk için zor olsa da, gerçekten yapamayacağı bir şeyi görüp kabul etmesi gerekir.
Sorumluluk verilmesi
Çocuklara kendi başlarına bir şeyler yapmaları ve keşfetmeleri için imkân vermek gerekir. Bu durumda yanlış yaptıkları zaman bunları fark etmeleri ve sorumluluk almaları önemlidir. Gereken yerlerde yönlendirme yapmakta fayda vardır. Özellikle çocuk için zor olan görevlerde, anne babanın yardımı ve yönlendirmesi çocuğa iyi gelecektir. Bağımsız ve sorumluluk sahibi olması, gelişerek oluşan bir durum olduğu için yönlendirme yapmak gerekir. Bunu yapmak için çocuk ilk olarak yönlendirilir, bazı şeylerin nasıl ele alınacağı öğretilir, başaramadıkları yerde bunun açıklaması yapılır ve yavaş yavaş yardım azalır.
Anne babalar çocuklarının özgüveni konusunda belirleyici midir?
Anne babaların tabii ki çocuklarının özgüveni konusunda etkileri var, ancak başka faktörler de özgüvenlerini geliştirme konusunda etkilidir. Çocuğun kendi doğası, kapasitesi, başkaları tarafından aldığı tepkiler, değerlendirmeler, destek ve çocuğa sağlanan olanaklar da çok önemli. Yani anne babalar çocuklarının özgüveninin oluşumu konusunda etkili ama belirleyici değil.