Terör Haberlerine Maruz Kalan Çocuklara Sekiz Adımda Yardım!
|Terör Haberlerine Maruz Kalan Çocuklara Sekiz Adımda Yardım!
Arkadaşlar Dr. Klinik Psikolog Olcay Güner’in yazısını sizlerle paylaşıyorum.
Terör ne yazık ki çocuklarımızın gündelik yaşantılarına, hatta sohbetlerine hızla giriverdi.
Onları her ne kadar yaşlarına uygun olmayan görüntü ve haberlerden korumaya çalışsak da başaramıyoruz. Çünkü biz de etkilenmiş durumdayız! Bizlerin başedemediği her olumsuz yaşam deneyimini çocuklar da sünger gibi emiveriyor…
Güvenli çocuklar yetiştirmek adına evlatlarımıza “dünyaya güvenmelisin” mesajları verdik ama ne yazıktır ki, şu sıralar bizler dış dünyaya güven sorunu yaşıyoruz.
Son zamanlarda yaşadığımız gerçekleri her ne kadar kontrolümüz altına alamasak da, ebeveynler olarak çocuklarımızı korumak, kollamak ve yatıştırmak durumundayız. Aşağıda size ve çocuklarımıza fayda sağlayacağını düşündüğümüz bir kaç öneriyi sıraladım.
Terör saldırılarına ait görüntülere maruz kalan çocuklara sekiz adımda yardım:
1. Önce kendi bedeninizin tepkisini kontrol edin. Muhtemelen siz de tanık olduğunuz şiddet haberlerinden ve görüntülerinden negatif anlamda etkilendiniz, belki de travmatize oldunuz. Önce kendinizi toparlayın. Kalp atışlarınızı, nefesinizi kontrol altına alın.
2. Kolay olmasa da, sakin ve güvenli bir ses tonu ile durumu çocuğa tanımlayın. Bunu yaparken mümkün olduğunca somut ve net ifadeler kullanın. Örneğin: “Büyük bir patlama oldu. Bu patlamanın şiddetinden pek çok insan etkilendi… vb.”
3. İlk şoku atlattıktan sonra çocuğun dikkatini önce bedensel duyularına, sonra duygularına yöneltmesini sağlayın. Bununla ilgili haberleri ve görüntüleri az önce gördün. Bu bedeninde nelere yol açtı? … Belki nefesin hızlandı, kalbin hızlı hızlı atmaya başladı… Bedeninde şu anda neler oluyor? Peki, ya duyguların? Neler hissediyorsun?… Belki üzüldün, korktun, endişelendin…
4. Çocuğun fiziksel ve duygusal tepkilerinin normal olduğunu ileterek onaylayın. Çocuğunuz fiziksel belirtilerini (kalp çarpıntısı, hızlı soluk alıp verme, karın ağrısı, mide bulantısı vb.) ve duygularını (korku, kaygı, endişe, üzüntü, öfke vb.) anladığınızı ve bu tür olağandışı olaylardan sonra bu belirtilerin son derece normal olduğunu belirtin.
5. Daha sonra yavaşlayın ve çocuğun temposunu izleyin. Çocuklar bazen tepkilerini sözel olarak ifade edemez. Duygu ve düşüncelerini oyunlarla veya resimlerle ifade edebilirler. Onları sakince izleyin. Engellemeyin. Olaylarla ilgili oyun ve resimler sizi endişelendirmesin. Bırakın oynasınlar, yaratsınlar. Oynadıkça, yarattıkça tüm yaşadıklarını zihinlerinde işleyecekler ve yeniden anlamlandıracaklardır.
6. Duygularını ifadede zorlanan çocukların hareketli oyunlar oynamasına izin verin. Yürüme, koşma, hoplama, zıplama gibi aktif oyunlar onların bedenlerinde biriken ifade edilememiş duyguların farklı bir yolla boşalmasını sağlayacaktır.
7. Sonrasında çocuğunuz istemese bile dinlenmesi için teşvik edin. Bedenin hareketlenmesinden sonra uzanmak, dinlenmek, uyumak olayla ilgili duygu ve düşüncelerin yeniden işlenmesine ve anlam verilmesine yol açacaktır.
8. Çocuğunuzun iyileşme yeteneğine güvenin. Çocuklar olumsuz yaşam deneyimlere karşı oldukça esnektir. Büyük bir bölümü bu tür yaşantılardan sonra günlük rutinlerine kısa sürede dönerek, yeniden uyum sağlayabilirler. Onların içsel güçlerini hafife almayın.
Bu sekiz adımdan sonra, duyguları ve deneyimleri hakkında konuşmaya devam etmak ve yaşananları anlamlandırmasını sağlamak onları biraz olsun rahatlatacaktır.
Zor anlar yaşadığımız bugünlerde çocuklarımızı gözardı etmeyelim. Kaostan sonra barışın geleceğine dair umutlu olalım ki, onlar da yaşama sevinçlerini kaybetmesinler.
Hepimize sabır, dinginlik, birlik, beraberlik, barış diliyorum…