Üstün Zekalı Olduğu Düşünülen Çocuklar
|Üstün Zekalı Olduğu Düşünülen Çocuklar
Arkadaşlar oldukça faydalı bilgilerin yer aldığı Uzm. Psk. Dr. Hüseyin ŞAHİN tarafından yazılan bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum.
Çocuğunun üstün zekalı olduğunu düşünen bir anne-baba ile şunları paylaşmak isterim:
1-Öncelikle, “üstün zekalılık ya da üstün yeteneklilik”, ilgili alan uzman ya da uzmanları tarafından yapılması gereken psikolojik ve eğitsel tanılama süreci sonrasında belirlenmelidir. Ve artık bu özellikteki çocuklar Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kurumlar tarafından, “Özel Yetenekli Bireyler” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
2-Özel yetenekli bireylerin tanılamalar ı; Tıp Fakülteleri ve/veya Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin bünyesinde bulunan Çocuk Psikiyatrisi Bölümlerinde, eğer çocuk öğrenci ise devam ettiği okulunun, değilse ikametinin bulunduğu yerin bağlı bulunduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde ya da Özellikle Üstün Zekalı ve Özel Yetenekli Çocuklara yönelik hizmetler yürüten bazı özel merkezler, enstitüler, vakıf veya derneklerde ilgili alan uzmanları tarafından yapılmaktadır.
3-Genel olarak üstün zeka ve özel yetenekli olan bir çocuğun mümkün olduğunca erken yaşta, bilimsel kriterlere uygun olarak, doğru bir şekilde tanılanması, gerekli ev içi ve ev dışı eğitim tedbirlerinin mümkün olduğunca erkenden alınması temel bir kural olarak dikkate alınmalıdır.
4.Tanılama sürecinde herhangi bir zeka testi (Wechsler Nonverbal Yetenek(WNV), Stanford Binet Zeka Ölçeği, Leither Uluslararası Performans Testi veya Wisc-r Zeka Testi ) sonucunda zeka bölümü 130 ve üzeri olanlar üstün zekalı veya özel üstün yetenekli olarak kabul edilmekte ve “özel yetenekli birey” olarak değerlendirilmektedir. .
5-Tanılama sonrasında çocuğun üstün zekalı ve üstün yetenekli ( =özel yetenekli) olduğu sonucuna varıldığı taktirde;
a)Çocuğun anne-babasının bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi,
b)Öğrenci ise öğretmen ya da öğretmenlerinin bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi,
c)Çocuğun eğitimine ilişkin gerekli tedbirlerin aile, öğretmen ve uzman işbirliği ile kararlaştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
6-Genel kabul gören uygulama bu özellikteki çocukların diğer normal gelişim özellikleri gösteren akranları ile bir arada “kaynaştırma yoluyla eğitimlerini sürdürmeleridir.” Okulda hakkında kaynaştırma tedbiri alınan bir tek özel yetenekli öğrenci olması halinde bile, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri gereğince, okluda;
“Destek Eğitim Odası” açılması,
“Bireysel Eğitim Kurulu” oluşturulması ve
“Bireysel Eğitim Planı(BEP)” hazırlanması gerekmektedir.
Çünkü, Destek Eğitim Odası, eğitimleri sırasında desteklenmesi gereken engelli ya da özel yetenekli ve üstün zekalı öğrenciler için sunulması zorunlu olan bir eğitim imkanıdır. Öğrencinin Destek Eğitim Odasında hangi derslerden destek alacağı, BEP Geliştirme Biriminin önerileri doğrultusunda okulun Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Yürütme Komisyonunca belirlenir. Derslerin belirlenmesinde, öğrencinin öncelikli ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. alacağı haftalık ders saati, öğrencinin haftalık toplam ders saatinin %40’ını aşmayacak şekilde planlanır. Destek Eğitim Odasında öğrencilerin eğitim performansları dikkate alınarak birebir eğitim yapılması esastır. Ancak, gerektiğinde eğitim performansı bakımından aynı seviyede olan öğrencilerle grup eğitimi de yapılabilir. Verilecek eğitim desteğinin niteliğinin etkilenmemesi için, grup oluşturulması gerekiyorsa, gruptaki öğrenci sayısının üçten fazla olmaması önerilmektedir.
Özel yetenekli olduğu belirlenen ve hakkında “kaynaştırma” kararı alınan olan öğrencinin eğitimini sürdürmesi için okulda, tanılanmış ilgili öğrencinin eğitim performansı ve ihtiyaçları doğrultusunda BEP’ini hazırlamak amacıyla, okul müdürü ya da bir müdür yardımcısının başkanlığında; sınıf öğretmeni, branş öğretmenleri, okul psikolojik danışmanı, öğrenci velisi ve öğrencinin katılımıyla “BEP Geliştirme Birimi “oluşturulur. Bu birim, özel yetenekli öğrenci için,” Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı(BEP)” hazırlayarak, bu planın uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili çalışmaların koordinasyonunu sağlar.
Ayrıca, ilk defa ilkokul 1. 2. 3. ve 4. sınıfa devam edip resim, müzik ve genel zihinsel yetenek alanlarında akranlarından ileri düzeyde farklılık gösterdiği düşünülen öğrenciler sınıf öğretmenleri tarafından aday gösterildiklerinde, “Bilim ve Sanat Merkezi Öğrenci Tanılama Süreci”ne kabul edilmekte ve yapılacak seçmeler sonucunda eğer, “özel yetenekli birey” olduğu kanıtlanırsa okulundaki eğitimine ek olarak ayrıca Bilim ve Sanat Merkezi’nden de özel eğitim alma hakkını elde etmektedir. Bu nedenle ebeveynlerin süreç hakkında okul rehberlik servisleri ya da Rehberlik ve Araştırma Merkezleri ile iletişim kurmaları önerilmektedir.
Sonuç olarak; üstün zekalı ya da özel üstün yetenekli olduğu düşünülen çocukların mümkün olduğunca erkenden fark edilmeleri, bilimsel yöntemlerle ve gerçek alan uzmanları tarafından tanılanmaları ve eğitimlerine ilişkin gerekli tedbirlerin erken yaşlardan itibaren alınması, hem özel yetenekli çocukların kendilerini gerçekleştirmeleri, hem de ülkemizin geleceği açısından oldukça önemlidir.