Üstün Zekalı ve Yetenekli Gençler İçin Ailelere Yönelik LGS Tercih Klavuzu ve Rehberi
|LGS yolculuğunda çocuğunun yanında yer alan tüm velilerin dikkatine!!!
Uğur Zat Hanımın kaleme aldığı, her zamanki gibi bir solukta okunan her cümlesi kıymet ve bilgi içeren bu yazıyı mutlaka tekrar tekrar okumalısınız.
Üstün Zekalı ve Yetenekli Gençler İçin Ailelere Yönelik LGS Tercih Klavuzu ve Rehberi
LGS bitti. Yüzbinlerce genç girdi sınava. Kimi hazırlanabildi, kimi ne olduğunun bile farkında değildi belki.
Sınava giren gençlerden sadece ufak bir yüzdesi uzmanlık alanım, %2’lik kısım. Onlar üstün zekalı ve yetenekli gençler. Bu kesim için durum çok daha zor, önemli ve belki daha yıpratıcıydı. Neden mi?
Onlar zihinleri akranlarının %98’inden daha hızlı zihinsel süreçlere sahip ve entegre düşünen, MEB “Özel Eğitim Rehberlik Genel Müdürlüğü”nün altında yer alan “Özel Yetenekli Birey”ler ve en az diğer özel gereksinim gerektiren bireyler kadar kendilerine uygun eğitim ve öğretim sisteminin içinde bulunmaları gerekiyor.
Ancak, bırakın onlara ait olan okulların sayısının azlığını, var olan sistemin içine entegre edilerek “Üstün zekalı oldukları için ÇOK BAŞARILI olmaları bekleniyor.”. Bu da bizi hemen en büyük yanılgıya götürüyor “Üstün zekalı bireyler akademik anlamda başarılıdır ve hatta çok başarılıdır”. Hemen arkasından gelen en büyük yanılgılardan biri de “Üstün zekalı bireyler matematikte çok iyidir” düşüncesi.
Bunları unutun ve yepyeni bir sayfa açın şimdi. Haydi gelin gençlerin ağızlarından bir kaç cümle ile devam edelim.
“Bir kez daha o okulda okumaya dayanamazdım, tüm amacı sınavlara hazırlamak olan bir okul olmasın da neresi olursa olsun” (9. sınıfta ve Türkiye’nin en iyi okullarından birinde lise öğrencisi).
Okulların akademik başarıları kadar duygusal, sosyal ve kişisel gelişimlerine de önem vermesi gerekiyor. Sadece akademik başarıya odaklana kurum ve aileler, farkında olmadan kendilerini tanıyamayan ve hayatın gerçeklerini 4 seçenek arasına sıkıştıran heykeller yaratıyor. Oysa üstün zekanın en önemli farklılıklarından biri yaratıcı düşünmektir, bu öldürülüyor. Düşünme, farklı bakma, yaratma, soruya odaklan !
“LGS öyle bir dönemdi ki bir kez daha hayatımda yaşamak istemediğim bir yıldı. Ailemin beklentileri ve baskısı beni çok yordu. Her daim daha iyisinin olabileceğine ve potansiyelimi kullanmam gerektiğine yönelik söylemler de öfke ile vicdan azabı arasında gittim geldim” (Hazırlık lise öğrencisi ve Türkiye’nin en iyi liselerinden birinde)
Üstün zekalı bireylerin en önemli ihtiyaçlarından biri de anlaşılmaktır. Sınav süreçlerinde onları sadece zeka olarak gören yaklaşım ve tepkiler zamanla onları yalnızlaştırır ve içlerinden çıkamadıkları bir ruh haline sokar. Sınav ve sonucunun tek amaç olduğu bu yaklaşımın sonuçlarını ileride görürüz. Gene çalıştığım gençlerden biri 10. sınıfta olmasına rağmen pek çok sıkıntısını LGS dönemine atfederek anlatıyor. Bu da bizi halk arasındaki basit ama vurucu hikayelere götürüyor. Hani çocukları onu her üzdüğünde duvara çivi çakan babanın çocuklar büyüdükçe ve her iyi bir şey olduğunda çivileri tek tek çıkarması ama izinin kalması gibi. Ne için ne yaptığını anlamak bazen anda ve o günün koşullarında zor olsa da üstün zekalı çocukları olan ebeveynlerin en büyük sorumluluklarından bir tanesi geleceğin vizyonu ile tepkilerini vermek ve kendi iç dünyalarının ve beklentilerinin tuzaklarına düşmemektir.
Bunlar vb pek çok hayat hikayesi duysam da şimdi gelelim günümüze ve bu sene LGS sınavına giren üstün potansiyelli gençleri yaşadıklarına ve oradan da tercihler için nasıl yaklaşımın daha iyi olabileceğine.
“Bu yıl bitmedi. Kendimi pek çok olaydan uzaklaştırılmış ve izole edilmiş bir “şey” gibi hissettim. Bilgisayarımdaki oyunları sildim, müzik dinlerken bile suçluluk hissettiğim anlar oldu. İçimden bir ses hep daha fazla çalışmam gerektiğini söylerken çevremdeki yetişkinlerin de bu söylemleri arasında boğuldum. Halbuki bildiğimi biliyordum ama her oturup dinlenmek istediğimde müthiş bir huzursuzlukla ne çalışabiliyor ne de dinlenebiliyordum. Son zamanlarda tek beklediğim şey sınava girmek ve son noktayı koymaktı.”
Bu gençle çalışırken hem sevdiği alanlara hem de derslerine zaman ayırabileceği programlarda da destek olarak, temel eksik ve ihtiyaçlarını iyi belirleyip o alanda eksiklerini tamamlaması için yol haritası oluşturduk. Okul oldukça iyi süreç takibi yaparken, temel yanılgı olan “matematik başarısı” konusu burada da karşımıza çıktı. Matematik soyut geldiği için sorulara bakış açısı ile ilgili gereken desteği de bir uzmandan alınca her şey zamanla yoluna girdi. Defalarca pek çok sınavın kapısına kadar gidip girmeyen ve kaygısının yönetimi ile ilgili zorlanan genç ile tüm yıla yayılan çalışmalarda alt fonda hep stres ve kaygıyı hafifletecek konuşmalar, sohbetler ve çalışmalar yaptık. Hedeflediği puanı aldı. Şimdi tercih zamanıydı.
Bir diğer gencimiz aile ile bağlarını minimal düzeyde tutan, genelde vaktini odasında geçiren, LGS çalışma süreçlerinde de ailesini sınav notları dışında çok da bir şey bilmediği bir gençti. Aile ise çocuklarının potansiyellerini bildiği için beklentilerini ve isteklerini sıklıkla çocuğa farklı platformlarda hatırlatan ve söyleyen bir aileydi.
LGS dönemine oldukça sakin bakan bu üstün potansiyelli gencin hedefleri belliydi. Analitik düzlemde durum analizi oldukça iyi olduğu için her görüşmeye bir ya da bir kaç soru ile geldi. Kimi soru çözerken odaklanmasını anlık kaybettiği ile ilgili kimi motive olmaya çalışırken yaşadıkları zorluklardı. Zaman içinde kendisinin getirdiği konu ve soru(n)lara çözümler getirerek (kendisi nihai kararı vererek) ilerlediğimiz süreçte beklenilen başarıyı sağlayamadığını düşünse de sonuçlar henüz açıklanmadı. Tahminim belirlediği ve hedeflediği ilk beş liseden birine gireceğiydi.
Kendilerinden beklentileri oldukça yüksek olan üstün potansiyelli bireylerin hayata hazırlanmaları için kendilerini tanımaları ve kendilerine karşı acımasız eleştirileri minimize etmeleri ve objektif bakmaları gerekmektedir, bu öğretilmeli ve desteklenmelidir.
Bu noktada da en büyük destek onları hayata hazırlayan aileleri tarafında verilmelidir. Bu yüzden ebeveynlerin bakış açılarını değiştirmek ve bütüncül bakmalarını sağlamak kritik derecede önemlidir ve BİLMEK ile başlar Bilmek ise öğrenmekle, öğrenmek okumakla. Sonrası mı? Öğrendiklerimizi hayata geçirmek. İşte burası en önemli noktadır. Defalarca ailelerden şu cümleleri duyduğumu biliyorum “Uğur hocam biliyoruz ama uygulayamıyoruz. Hatta çoğu zaman bildiklerimizi unutuyor ve öyle davranıyoruz.” Her şeyin bir yolu ve çözümü var elbet, bunları da beraber aşıyoruz.
Bir gencimiz ile LGS dönemi ile ilgili çalışırken yaptığımız çalışmaların genelinde arkadaş ve sınıf dinamikleri ile konuştuk. Evet, doğru okudunuz. Şimdi aklınıza hemen gelen soru şu olabilir “Ne alaka!” İşte bu bağlantıyı kurabilenler üstün potansiyelli bireylerin sırrını çözüş demektir, kuramayanlar da üzülmesin “soru sormak” öğrenmek için en hazır bulunduğunuz an demektir.
Üstün zekalı bireylerin en çok özlemini çektikleri ve zorlandıkları konulardan biridir “Arkadaşlıklar”. Burada günlerinin nerdeyse üçte ikisini geçirdikleri okul ortamları hem akran ilişkileri hem de sosyal becerileri için oldukça önemlidir. Ne kadar çok üstün zekalı çocuk ve gencin bir arkadaş için nasıl özlem çektiklerini bilseniz, inanamazsınız! Ve sonuçta ne oldu dersiniz? Sınıf ve arkadaşlık ilişkileri ile konuşup kendini ve olayları analiz eden ve kendi çözüm yollarını bulmaya başlayan gencimizin LGS netleri de artmaya başladı. Süreci en iyi şekilde yöneterek girdiği sınavda, şimdi sıra sonuçları beklemekte.
Her birinin ayrı hayal ve istekleri var. Her biri harika birer dünya. Her biri anlaşılmak ve desteklenmek istiyor. Her biri olasılıksızlıklar üzerinde değil yapabilecekleri için motivasyon bekliyor. Azımsanamayacak bir kısmı yurt dışına gitmek sitiyor. Azımsanamayacak bir kısmı yaşadığımız coğrafyada iyi bir eğitimin istenilen hayatlara ulaşmak için tek gerçek olmadığının iliklerine kadar farkındalar. Azımsanamayacak bir kısmının dünya için bırakmak istedikleri “kendi varoluş izleri” var. Hemen hepsi dünya ve ülke gerçekleri üzerine pek çok yetişkinden daha bilgili ve daha objektif bakış açısına sahip. Hemen hepsi tüm olanlara rağmen dik durmaya ve kendini gerçekleştirmeye çalışıyorlar, her ailenin temel arzusu oldu bile “Kendine güveni olan birey yetiştirmek!”.
Peki şimdi tercih zamanı ne yapmalı? Aileler bu süreçte üstün potansiyelli çocuklarına nasıl destek olmalı?
Yazının tamamı için lütfen TIKLAYINIZ.